Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/21443 E. 2014/21703 K. 22.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/21443
KARAR NO : 2014/21703
KARAR TARİHİ : 22.12.2014

Tebliğname No : 6 – 2014/7535
MAHKEMESİ : Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2013
NUMARASI : 2013/406 (E) ve 2013/661 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma (değişen suç vasfına göre hırsızlık)

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, katılana ait cep telefonunu bir kişiyi arayacağını söyleyip aldıktan sonra söz konusu cep telefonunu iade etmeden olay yerinden uzaklaşması suretiyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Oluşa, sanığın ikrar içeren savunmalarına, katılanın aşamalardaki beyanlarına, tüm dosya kapsamına göre; sanığın bir kişiyi arayacağını söyledikten sonra şikayetçinin rızası dahilinde aldığı cep telefonunu iade etmeyerek olay yerinden uzaklaşması şeklinde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin zilyetliğin devredilmediği dikkate alınarak, 5237 Sayılı TCK’nun 141/1 maddesinde öngörülen hırsızlık suçunu oluşturacağına yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,ancak;
1-İlk hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından ve sanık aleyhine temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15.Ceza Dairesi tarafından hükmün bozulmasından sonra yapılan yargılama neticesinde verilen mahkumiyet kararında, sanığın kazanılmış hakkının söz konusu olamayacağı gözetilmeden, bu gerekçeye istinaden sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurularak eksik ceza tayini,
2- Kabule göre de; 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8.maddesinin 1.fıkrası hükmüne göre; Bölge adliye mahkemelerinin, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Resmi Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322. maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ila 326’ncı maddelerinin uygulanacağının belirtildiği ve bu madde hükmüne göre, kazanılmış hak yönünden, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulû Hakkında Kanunun 326.maddenin son fıkrası hükmünün uygulanması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 307/4. maddesinin uygulanması suretiyle usul kurallarında hata yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.