Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/2129 E. 2014/3573 K. 26.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2129
KARAR NO : 2014/3573
KARAR TARİHİ : 26.02.2014

Tebliğname No : 11 – 2009/281810
MAHKEMESİ :Üsküdar 1.. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2009
NUMARASI : 2007/250 (E) ve 2009/65 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Ticarî faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin, güvenilirliğini sağlamak amacıyla, bu suçun, tacir (kişisel olarak ticaretle uğraşan kimseler) veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticarî faaliyetleri sırasında işlenmesi, TCK’nın 158/1-h bendinde nitelikli hâl kabul edilmiştir. Bu kavramlar Türk Ticaret Kanunun ilgili hükümlerine göre belirlenecektir.
Türk Ticaret Kanunun Madde 14 de, Tacir;
“(1) Kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır, “denilmektedir.
Ticaret şirketleri, aynı yasanın Madde 124 de
“(1)Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.
(2) Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır” şeklinde tanımlanmıştır.
Kooperatif yöneticilerinin, kooperatifin faaliyeti kapsamında, dolandırıcılık suçunu işlemeleri de nitelikli hâl, kabul edilmiştir. Üye sayısı dolmasına rağmen, üyeliğe kabulün devamından bahsederek üye kayıt edilmiş gibi kişinin parasının alınması bu suç tipine örnek gösterilebilir.
Kooperatif yöneticilerinin kimler olduğu 1163 sayılı Kooperatifler kanununun 55 ve devamı maddelerinde tanımlanmıştır Madde 55 – Yönetim Kurulu, kanun ve anasözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Yönetim Kurulu en az üç üyeden kurulur Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişiler, temsilcilerinin isimlerini kooperatife bildirir
Bu suçun oluşabilmesi için, Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmaları gerekir. Keza, kooperatif yöneticilerinin bu nitelikli halden cezalandırabilmeleri için suçun kooperatifin faaliyeti kapsamında, işlenmesi gereklidir. Bu suçun faili tacir veya şirket yöneticisi ya da şirket adına hareket eden kişi ya da kooperatif yöneticisi olabilir
Sanıklardan E.. S..’in kendi adına kayıtlı E..Ç..Mühendislik ünvanlı işyerini çalıştırdığı, diğer sanık S.. Ö..’ın da Ö…Ticaret isimli işyerini çalıştırarak hırdavat ticareti ile uğraştığı, her iki sanığın 2005 yılından itibaren birbirleri ile irtibatlı olarak iş yaptıkları, D..H..isimli işyerinin sahibi olan katılan R.. Y..’ın, sanık Salim’den alacaklı olduğu, katılan Ramazan’ın, Bayram isimli bir elemanını alacağını almak için tahsilat amaçlı S.. Ö..’a gönderdiği, S.. Ö..’ın, kendisine tahsil için gelen Bayram isimli şahsı da yanına alarak diğer sanık Ecevit’e ait işyerine gittiği, burada Ecevit’e şahsın alacak için dışarıda beklediğini söylediği, sanık Ecevit’in de Salim’e: “sen yabancı değilsin, her zaman yaptığımız gibi yap” demesi üzerine Salim’in de 31.03.2006 ve 28.04.2006 ödeme tarihli 2000 TL tutarındaki iki adet senedi Ecevit’e ait işyerinde Ecevit’in yerine imzaladığı ve Ecevit’e ait E… Ç… Mühendislik adlı şirket kaşesini kullandığı hazırlamış olduğu bonoları borcuna karşılık gelen şahsa verdiği, daha sonra bu bonoların katılan tarafından takibe konulduğunda imza itirazında bulunan sanık Ecevit’in, söz konusu bonolardaki imzaların kendisine ait olmadığını beyan ettiği, sanıkların bu şekilde fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek katılana karşı nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddia edilen olayda;
1-Suça konu senetlerin önceden doğmuş borca karşılık olarak sonradan verilmesi nedeni ile unsurları oluşmayan dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Katılan Ramazan’ın, senetlerin nasıl düzenlendiğini görmediğini, senetlerin S.. Ö..’ın bürosunda elemanlarına verildiğini açıklaması, sanık Salim’in, senetlerin Ecevit’e ait olduğunu onun bilgisi ve rızası dahilinde kendisinin imzaladığını hatta kaşeyi de kendisinin bastığını bu duruma katılanın kendisine alacağını tahsil için gönderdiği İbrahim isimli elemanının ve Ecevit’in şirketinde çalışan ve muhasebeciliğini yapan Hayati isimli şahsın tanık olduklarını belirtmesi, sanık E.. S..’in de senetlere atılan imzalardan haberdar olmadığını açıklaması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için 5237 sayılı TCK’nın 26/2. maddesinin uygulanma ihtimali bakımından; İbrahim ve Hayati isimli şahısların kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile konu ile ilgili bilgi ve görgülerine başvurulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık E.. S.. müdafii ve sanık S.. Ö..’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi