Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/21182 E. 2014/22093 K. 24.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/21182
KARAR NO : 2014/22093
KARAR TARİHİ : 24.12.2014

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dosyadaki adli sicil kaydına göre, sanığın Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2003/1204 E. ve 2007/97 K. sayılı ilamı yerine, suç tarihinden sonra 02.06.2009 tarihinde kesinleşen Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/374 E. ve 2009/255 K. sayılı mahkumiyetinin tekerrüre esas alınması hususunun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, katılan …’in komşuları olan tanıklar … ve … ile birlikte gelerek…’e ait olan evi kiraladığı, sanığın daha sonra …’a ait düğün salonuna giderek orada bulunan jenaretörün küçük olduğunu, icracı arkadaşları vasıtasıyla ucuza büyük bir jenaratörü kendisine alabileceğini söyleyip yol parası olarak 1.000 TL harçlık istediği, …’in de kendisine 500 TL harçlık verdiği, birkaç gün sonra sanığın arayarak ucuz, kaliteli, ihtiyacı fazlası ile karşılayacak bir jenaratör bulduğunu, kaçırmamaları gerektiğini söyleyip 1.500 TL para istediği ve…’in de vermiş olduğu hesap numarasına sanık adına 20/04/2009 günü 1.500 TL yatırdığı, daha sonra sanığı defalarca aramasına rağmen ulaşamadığı; sanığın diğer katılan …ye de torununa iş bulacağını söyleyerek 500 TL parasını aldığı, katılanın sanığı aramasına rağmen sanığın katılanı oyalayarak parasını iade etmediğinin iddia edildiği olayda, sanık, tanık ve katılan beyanları, katılan …’in sanığın adına 1.500 TL gönderdiğine dair dekont, tanık …’in katılan … tarafından torununa iş bulacağı düşüncesiyle sanığa 500 TL verdiğini gördüğüne ilişkin beyanı ile tüm dosya kapsamına göre eylemlerin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, “5237 sayılı TCK’nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.