Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/20885 E. 2014/21160 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/20885
KARAR NO : 2014/21160
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

Tebliğname No : 15 – 2013/153468
MAHKEMESİ : Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/03/2013
NUMARASI : 2012/445 (E) ve 2013/156 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kulanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Katılanın Elmalı ilçesinden kendisine ait … plaka sayılı 1994 model Şahin marka aracını Antalya açık oto pazarına getirerek satmaya çalıştığı, sanığın katılanla pazarlık yaparak 5.600 TL’ye anlaştıkları, sanığın katılana 250 TL kaparo verdiği, aralarında yazılı anlaşma yaparak geri kalan paranın noter devri ve tescil işlemleri yapıldıktan sonra ödenmek üzere anlaştıkları, 19.06.2006 günü sanığın aracı … plaka alarak tescil işlemini yaptığı,tescil işleminden sonra katılanın aracı sanığa teslim ettiği, sanığın parayı evde ödeyeceğim diyerek birlikte gidelim dediği ve … Mahallesi … Sokak No:11 sayılı eve gittikleri, sanığın katılana “dışarıda bekle , ben eşimden altınları alıp geleceğim” dediği, aradan geçen 1,5-2 saatlik süre sonunda katılanın sanığı aradığı, sanığın katılana “eşinin evde olmadığını, arabayla gidip eşini alacağını, beklemesini” söylediği, bir süre daha bekleyen katılanın sanığın gelmemesi üzerine Emniyet Müdürlüğüne müracaat ettiği , sanığın 18.07.2006 günü benzer şekilde Samsun ilinden almış olduğu başka bir çalıntı araç ile Antalya’da yakalandığı ve bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan somut olayda;
Dairemizin 21.05.2012 tarih, 2011/13746 esas ve 2012/37468 sayılı bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucu dolandırıcılık suçunun oluştuğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyet ilamı bulunan sanık hakkında TCK’nın 58. Maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak ;
Sanığın, noterde devir işlemlerini yaptırıp aracı da fiilen teslim almasıyla birlikte haksız menfaati temin etmiş olduğu, noterliğin bir kamu hizmeti olmasına rağmen TCK’nın 158/1-d. maddesinde belirtilen kamu kurumu niteliğinde olmadığı, trafik tescil bürosunun ise hileli hareketler tamamlanıp haksız menfaat temin edildikten sonra yasal prosedürler yerine getirilmek için kullanıldığı, bu itibarla olayda basit dolandırıcılık suçunun oluştuğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.