Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/20647 E. 2015/20564 K. 16.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/20647
KARAR NO : 2015/20564
KARAR TARİHİ : 16.02.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Makhumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanıklardan …, …, … ve …’in, 12.10.2012 tarihinde Sivas merkezde ikamet eden …’yu telefon ile arayarak kendilerini başkomiser ve polis olarak tanıtıp, siren sesi ve telsiz efektleri de kullanarak şikayetçiye devlete yardımcı olması gerektiğini, telefonu hiç kapatmamasını ve evine eşinin yanına görevli polis memurlarının intikal etmiş olduklarını söyleyerek kandırdıkları gibi, diğer şikayetçi …’yu da telefon ile arayarak kendilerini polis olarak tanıtıp, evine kadın polis göndereceklerini korkmaması gerektiğini belirtmek suretiyle kendisini arayacak eşi olan şikayetçiye “Yanında savcı olduğunu ve 50.000,00 TL para teslim aldığını” söylemesini istedikleri ve akabinde şikayetçilerden Hasan’a evini arattıklarını söylemeleri, Saniye’nin de belirtilen şekilde beyanda bulunması üzerine, şikayetçinin sanıkların bu hilelerine kanarak temyiz dışı …’in hesabına 40.000,00 TL parayı göndermesi üzerine …, Akdoğan ve Yalçın’ın bu parayı çektikleri; yine 30.10.2012 günü şikayetçi …’ın kullandığı 0284 235 24 22 no’lu ev telefonunu arayarak şikayetçiye kendilerini emniyet görevlileri olarak tanıtıp, bankadaki hesabının ele geçirildiğini ve para çekilmeye çalışıldığını söyleyerek kendisini bu eylemden kurtaracaklarını belirtmek suretiyle İş bankası şubesi önüne çağırdıkları, bu kez sanıkların şikayetçiyi eşiyle görüştürdüklerini söyleyerek bir numaradan konuşmalarını sağladıkları, telefondaki kişinin şikayetçiye 50.000.00 TL’nin eve bırakıldığını söylemesi üzerine 47.500,00 TL parayı sanık …’un … bankası şubesinde bulunan hesabına yatırmasının istenilmesi üzerine şikayetçinin de söz konusu havaleyi yaptığı, evine döndüğünde telefonla görüştüğü bayanın eşi olmadığını eşinin kendisiyle görüşmediğini öğrenerek dolandırıldığını anladığı, paranın ise sanık … tarafından çekildiği; aynı gün bu kez Aksaray’da ikamet eden şikayetçi …’ın cep telefonunu arayarak emniyetten aradıklarını, hesaplarına girilmesi nedeniyle başının belaya gireceğini, ancak emniyet birimleri olarak yardımcı olacaklarını, emniyete gitmesi gerektiğini söyleyerek şikayetçiyi kandırdıkları ve telefonu hiç kapatmamasını sağladıkları, şikayetçiye gereken işlemler için 5.000,00-5.500,00 TL para yatırılması gerektiğini, daha sonra ailesine 7.000,00 TL vereceğini söyleyerek evinin sabit telefon numarasını aldıkları ve şikayetçinin eşi …’ı da arayarak, şikayetçinin araması durumunda “Evimize polisler geldi, 7.000,00 TL’yi bana verdiler” diye söylemesini tembih ettikleri ve şikayetçi aradığında da eşinin bu şekilde beyanda bulunması üzerine 4.820,00 TL parayı sanık … adına … PTT şubesine gönderdiği ve paranın sanıklar tarafından çekildiği, yine 12.10.2012 tarihindeki olayda, sanık …’nin de, adı geçen sanıklarla birlikte Edirne merkezde ikamet eden şikayetçi …’i de telefon ile arayarak kendilerini başkomiser ve polis olarak tanıtıp, siren sesi ve telsiz efektleri de kullanarak şikayetçiye devlete yardımcı olması gerektiğini, telefonu hiç kapatmamasını ve evine eşinin yanına görevli polis memurlarının intikal etmiş olduklarını söyleyerek kandırmaları üzerine sanıkların hilelerine kanarak belirtmiş oldukları …’in T.C. kimlik numarasına 5.880,00 TL, İbrahim’in hesabına da 8.375,00 TL olmak üzere toplam 14.255,00 TL para göndermesini sağladıkları, sonrasında ise sanıkların bu paraları çektiklerinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık … hakkında verilen hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın, yokluğunda verilen hükmün sorguda belirtmiş olduğu adresine 23.01.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen, hükme yönelik olarak yasal süresi geçtikten sonra yapmış olduğu 08.10.2014 tarihli temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE
2-Sanıklar …, … ve … hakkında verilen hükümlere karşı yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinden;
İddia, savunma, şikâyetçilerin anlatımları ve dosya içerisinde bulunan banka dekontları ile olay yeri CD görüntüleri hep birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların eylemlerinin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.