Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/20208 E. 2014/20204 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/20208
KARAR NO : 2014/20204
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2013/255787
MAHKEMESİ : Düzce 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/03/2013
NUMARASI : 2012/193 (E) ve 2013/217 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanıkların, eylem ve fikir birliği içinde, düzenlemiş veya düzenletmiş oldukları sahte nüfus cüzdanlarını kullanarak, Türk Telekom’un düzenlediği kampanyadan yararlanmak suretiyle, ilgili firmadan bilgisayar almak istediklerinin iddia ve kabul olunması karşısında; Nüfüs Müdürlüğü’nün maddi varlıklarından olan nüfüs cüzdanı kullanılarak gerçekleştirilen eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen “kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri ve bu suçla bağlantılı olan resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin delilleri takdir ve değerlendirmenin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 02.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.