Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/20181 E. 2014/20069 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/20181
KARAR NO : 2014/20069
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2013/269375
MAHKEMESİ : İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/03/2013
NUMARASI : 2010/510 (E) ve 2013/108 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, yetkisi bulunmadığı halde, Oyakbank Şubesi nezdinde bulunan çek hesabından, 27/08/2008 keşide tarihli, 75.900 TL bedel içeren çeki düzenledikten sonra teminat karşılığında katılan bankaya vererek haksız menfaat temin etmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
Eylemin, 158/1.f-son maddesinde düzenlenen “banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu oluşturabileceği ve bu suça ilişkin davaya bakma, delilleri takdir etme ve tartışmasının üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesinin görevine gireceği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.