Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/20145 E. 2015/26454 K. 08.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/20145
KARAR NO : 2015/26454
KARAR TARİHİ : 08.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme, kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Sanık …’nın, dükkânının yanından eşiyle birlikte geçen ve kendisini işaret eden katılan … ile aralarında çıkan tartışma sırasında, katılanın gözüne doğru yumruk atmak suretiyle onu basit tıbbi müdahaleyle giderilecek şekilde kasten yaraladığı ve gözlüğünün kırılmasına sebebiyet verdiğinin iddia edildiği olayda;
1-Sanığın aşamalardaki tüm savunmalarında, katılana ait gözlüğü kırmadığını belirterek suçlamaları kabul etmemesi ve katılanın gözlüğünün kırılması ile meydana gelen zarara ilişkin kolluk tarafından yapılmış herhangi bir tespit bulunmaması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılması bakımından, katılandan gözlüğünün ne şekilde kırıldığı, yaptığını belirttiği masraflara ilişkin belgelerinin bulunup bulunmadığının sorulmasından sonra, bu suçun da oluştuğunun sonucuna ulaşılması halinde, sanığın hukuki durumunun TCK’nın 44. maddesi uyarınca farklı nevi’den fikri içtima hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden ve söz konusu suçlardan ağır olanın 5237 sayılı TCK’nın 151/1. maddesi uyarınca mala zarar verme suçuna ilişkin düzenleme olduğu gözetilmeden, sanık hakkında tek eylemle neden olduğu kabul edilen hem mala zarar verme hem de basit yaralama suçundan yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
2-Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dâhil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, suça konu çeklerin sahte olarak düzenlendiğinin iddia edilmesi nedeniyle, kasten yaralama suçunun işlenmesi ile oluşmuş somut bir zarardan söz edilemeyeceği hususu da göz önünde bulundurularak, ayrıntıları Ceza Genel Kurulu’nun, 18.09.2012 tarih ve 2012/2-168-1776 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; koşullu bir düşme nedeni oluşturan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarına ilişkin objektif koşulların varlığı halinde, cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin olan, seçenek yaptırıma veya tedbire çevirme ya da erteleme hükümlerinden önce ve 6008 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce re’sen, bu değişiklikten sonra ise, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi halinde mahkemece değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanması gerektiğinden, ertelemeye göre daha lehe olan CMK’nın 231. maddesinin uygulanmama nedenlerinin karar yerinde tartışılmaması,
3-Katılan sanık …’nin, eşine sanığı işaret ettikten sonra ona “Seni delik deşik edeceğim, öldüreceğim, hırsız” şeklindeki tehdit ve hakaretleri üzerine çıkan tartışma sonucunda, karşılıklı olarak birbirlerini kasten basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde yaraladıklarının iddia ve kabul edilmesi karşısında, sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, aynı kanun maddesinin 1. bendinde gösterilen hak yoksunluğuna hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.