Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/19929 E. 2014/20111 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/19929
KARAR NO : 2014/20111
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

Tebliğname No : 15 – 2013/134831
MAHKEMESİ : Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/02/2013
NUMARASI : 2012/452 (E) ve 2013/52 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen,Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hal kabul edilmiştir.Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı,o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir.Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir.
Zarar vermek,kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir.Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir.Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır.Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Gerçekte sanık Z.. D.. kendisi ve eşi sanık Ş.. D..’in adına temin ettiği ele geçirilemeyen yeşil kartları tedavide ve sonrasında doktor tarafından yazılan ilaçların alınmasında kullanarak Aydın İ.. M.. ihbar yazısı ekindeki kullanılan yeşil kart ile harcama yaparak kuruma verilen zarara ilişkin listede belirtildiği üzere toplam 145,94 TL eczane gideri, hastane giderine sebebiyet vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, İ.. M.. tarafından gönderildiği belirtilen listede sanıkların ismi ile yapılan harcamanın esas alınarak soruşturma başlatıldığı, dosya kapsamına göre, kullanılan yeşil kartın sahte olduğu veya usulsüz olduğuna dair bir iddiaya rastlanmadığı gibi bu husustaki bir belgenin de dosya içine konulmadığı ve sanıkların, maddi durumunun iyi olmaması nedeniyle sanık Zekeriya’nın söz konusu yeşil kartı, mahalleye gelen ismini bilmediği bir kişiye 50 TL para, kimlik fotokopisi ile fotoğraflarını verdiğini, bu kişinin de kartları evine getirdiğini, kartların sahte olduğunu bilmediğini belirttiği dikkate alınarak, ilgili kurumlara yazı yazılarak, suç tarihinde sanıkların, ekonomik ve mali durumuna göre yeşil karta ihtiyacı bulunup bulunmadığı ve hukuken yeşil kart alabilecek durumda olup olmadığı, suça konu yeşil kartlarla hangi tarihte ve ne şekilde tedavi gördükleri, hastaneye hangi şikayetle geldikleri, poliklinik veya acilden giriş yapıp yapmadığı, tedavi sırasında hangi yeşil kartın kullandığı ve bu sırada sigortalı olup olmadığı, söz konusu kartın, tamamen sahte mi yoksa ilgili kuruma sahte belgelerle başvuru yapılarak mı alındığı, hastaneye tedavi için başvuru yapıldığında, yeşil kartın sistemde sorgulanıp sorgulanmadığı ile tamamen sahte olan ve sistemde bir karşılığı bulunmayan yeşil kartın ne şekilde tedaviye esas alındığı, sanıkların gerçekte yeşil kartının veya sigortasının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise bu kartın hangi tarihte verildiği veya iptal edildiği, sanıklar sigortalı ise, suç tarihinde sigortasının aktif olup olmadığı, kullanıldığı belirtilen kartın ne şekilde sahte olduğu veya usulsüz alındığı hususlarının sorulması, bunlara dair belgeler, varsa yeşil kart dosyası, ilgili sigorta dosyasının ve hastane tedavi evraklarının onaylı sureti istenerek dosya içine konulması, Sağlık Bakanlığı vekili tarafından verilen temyiz dilekçesinde; M. G.. isimli kişinin sahte yeşil kartlar düzenlediğini, bu hususta aynı mahiyette bir çok dosyanın bulunduğunu, sanık da, kartın, ismini bilmediği bir kişinin kendisine hazırlayıp getirdiğini belirtmekle, M. G.. ve kimliği belirsiz kişiler hakkında soruşturma veya kovuşturma bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa söz konusu dosyaların onaylı suretleri getirtilerek, hukuki ve fiili irtibat bulunması halinde birleştirme hususunun değerlendirilmesi, böyle bir soruşturma bulunmuyor ise, adı geçen kişilerin açık kimlik bilgileri ve adresleri araştırılarak ifadelerinin alınması, yapılan sahtecilik eylemleri hakkındaki bilgileri ve sanıkla olan irtibatlarının sorulması, her ne kadar yeşil kartın ele geçirilemediği belirtilmiş ise de, bu hususta hiçbir araştırma yapılmadığı dikkate alınarak, yeşil kartın nerde olduğunun araştırılması, suç tarihinden sonra aynı kartla başka yerlerde tedavi olup olunmadığının belirlenmesi, sahteciliğin, yeşil karta esas belgelerde yapıldığının iddia edilmesi halinde de, sahteciliğin kim tarafından ve ne şekilde yapıldığının belirlenmesi, sanıkların, varsa başkaları tarafından yapılan böyle bir sahteciliği bilip bilmediğinin tespit edilmesi, bütün delillerin toplanmasından sonra, gerçekte bir sahtecilik olup olmadığı, sahteciliğin kim tarafından yapıldığı, acilden giriş yapılıp yapılmadığı, zorunluluk halinin bulunup bulunmadığı ve kurum zararı bulunup bulunmadığı hususları karar yerinde tartışılarak, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.