Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/19886 E. 2014/20511 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/19886
KARAR NO : 2014/20511
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

Tebliğname No : 15 – 2013/134834
MAHKEMESİ : Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/02/2013
NUMARASI : 2012/477 (E) ve 2013/83 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir.
Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak ya da bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Sanığın yasa dışı yollardan sahte olarak temin ettiği yeşil kartı kullanarak kurumu zarara uğratmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sağlık müdürlüğü tarafından gönderildiği belirtilen listede yer alan sanık tarafından yapılan harcamalar esas alınarak soruşturma başlatılmış olması nedeniyle dosya kapsamına göre, kullanıldığı iddia edilen yeşil karta ilişkin belgelerin dosya içerisine konulmadığı dikkate alındığında suç tarihinde sanığın ekonomik ve mali durumuna göre yeşil karta ihtiyacı bulunup bulunmadığı ve hukuken yeşil kart alabilecek durumda olup olmadığı, sanığın suça konu yeşil kartla hangi tarihte ve ne şekilde tedavi gördüğü, hastaneye hangi şikayetle gittiği, poliklinik veya acilden giriş yapıp yapmadığı, sigortalı olup olmadığı, hastaneye tedavi için başvuru yapıldığında, yeşil kartın sistemde sorgulanıp sorgulanmadığı ile tamamen sahte olan ve sistemde bir karşılığı bulunmayan yeşil kartın ne şekilde tedaviye esas alındığı, sanığın gerçekte yeşil kartının veya sigortasının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise bu kartın hangi tarihte verildiği veya iptal edildiği, sanık sigortalı ise, suç tarihinde sigortasının aktif olup olmadığı, varsa ilgili sigorta dosyası ve hastane tedavi evraklarının onaylı sureti istenerek dosya içine konulması, katılan vekili tarafından verilen temyiz dilekçesinde; M. G.. isimli kişinin sahte yeşil kartlar düzenlediğini, bu hususta aynı mahiyette bir çok dosyanın bulunduğunu belirtmesi karşısında, M. G..hakkında soruşturma veya kovuşturma bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa söz konusu dosyaların onaylı suretleri getirtilerek, hukuki ve fiili irtibat bulunması halinde birleştirme hususunun değerlendirilmesi, böyle bir soruşturma bulunmuyor ise, adı geçen kişinin açık kimlik bilgileri ve adresleri araştırılarak ifadelerinin alınması, yapılan sahtecilik eylemleri hakkındaki bilgileri ve sanıkla olan irtibatlarının sorulması, her ne kadar yeşil kartın ele geçirilemediği belirtilmiş ise de, bu hususta hiçbir araştırma yapılmadığı dikkate alınarak, yeşil kartın nerede olduğunun araştırılması, suç tarihinden sonra aynı kartla başka yerlerde tedavi olup olunmadığının belirlenmesi, sahteciliğin, yeşil karta esas belgelerde yapıldığının iddia edilmesi halinde de, sahteciliğin kim tarafından ve ne şekilde yapıldığının belirlenmesi, sanığın, varsa başkaları tarafından yapılan böyle bir sahteciliği bilip bilmediğinin tespit edilmesi, bütün delillerin toplanmasından sonra, acilden giriş yapılıp yapılmadığı, zorunluluk halinin bulunup bulunmadığı ve kurum zararının oluşup oluşmadığı hususları karar yerinde tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04/12/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.