Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/18745 E. 2015/27062 K. 17.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/18745
KARAR NO : 2015/27062
KARAR TARİHİ : 17.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme, tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Hükmolunan cezaların miktar ve türüne göre karar tarihi itibariyle; 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’a, 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26. maddesiyle eklenen geçici 2. maddesi uyarınca, doğrudan verilen 3.000 TL ve altında kalan adli para cezalarının temyizinin mümkün olmaması karşısında, sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317.maddesi gereğince REDDİNE,
2-Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Tehdit,bir kimsenin başkasını,kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin,onun iç huzurunu bozmaya,onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi,verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.

Sanığın alkollü birşekilde sokak ortasında katılana hitaben “Kadriye çık dışarıya seni öldüreceğim, gece evine girip sana tecavüz edeceğim” şeklinde sözler söylediği, böylece sanığın tehdit suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, şikayetçi beyanı, görgüye dayalı tanık beyanları ile tüm dosya kapsamına göre suçun sanık tarafından işlendiğine yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediği anlaşılan sanık hakkındaki hükmün açıklanması ile yetinilmesi yerine, CMK’nın 231/11. maddesinin 2. cümlesinde tanımlanan hükme uymayacak biçimde, açıklanması geri bırakılan hükümdeki cezanın paraya çevrilmesine karar verilmesi ve 5271 sayılı CMK’nın 191/1. maddesine aykırı olarak iddianamenin kabulü kararı okunmadan duruşmanın açılıp sanığın sorgusunun yapılması aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 17/06/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.