Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/18035 E. 2017/7825 K. 20.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/18035
KARAR NO : 2017/7825
KARAR TARİHİ : 20.03.2017

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : 1-TCK’nın 158/1-d, 35/2, 52/2-4
2-TCK’nın 204/1, 53/1 maddeleri uyarınca mahkumiyet

Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın katılana 10/05/2009 tarihinde 2000 TL borç verdiği ve bu borç için 25/09/2009 ödeme tarihli borçlusunun …, alacaklısının … olduğu bonoyu düzenlendikleri, katılanın 2000 TL lik borcunun 1600 TL sin banka havalesi ile 400 TL’ sini elden vermek üzere ödediği, sanığın meblağ kısmında 12.000 TL yazan bono ile 2010/1065 takip numaralı dosyasıyla Keşan İcra Müdürlüğü’nde icra takibinde bulunduğu, bunun üzerine katılanın Keşan 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde borcunun 2000 TL olduğunun tespiti için menfi tespit davası açtığı,Keşan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/81 esas numaralı dosyasında yapılan yargılama esnasında olaya konu bono üzerinde Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından yapılan inceleme sonrasında bononun meblağ kısmındaki ‘12.000’ yazısındaki 1 rakamının sonradan eklendiği, bonodaki meblağ kısmının ‘2000’ iken sonradan 1 rakamı eklenerek ‘12.000’ e dönüştürüldüğü yönünde rapor tanzim edildiği, sanığın, bu şekilde sahte oluşturulmuş bonoyu Keşan İcra Dairesi’nin 2010/1065 takip numaralı dosyası ile icra takibi başlatıp, katılan hakkında haciz işlemi uygulayarak resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediği iddia edilen olayda; sanığın bononun katılan tarafından, katılanın da sanık tarafından düzenlendiği iddia etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi amacına yönelik olarak; hükme esas alınan Keşan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce alınan 14/03/2011 tarihli Adli Tıp raporunda “iğfal kabiliyeti, yazı-rakam aidiyetleri hususlarında” bir görüşe yer verilmemiş olmakla, suça konu senedin tanzimi sırasında meblağ kısmının sadece rakamla mı belirtildiği, yazılı kısımlarının sonradan tamamlanıp tamamlanmadığı, yazı ile doldurulmuş tutar kısmındaki on ibaresinin sonradan eklenip eklenmediği hususlarının taraflardan sorularak, sanık ile katılanın veya gerek görülen gerçek-üçüncü kişilerin karşılaştırmaya elverişli yazı-rakam örneklerinin temin edilerek, yukarıda belirtilen hususlarda uzman bilirkişiden rapor alınması, tahrifatın kim tarafından gerçekleştirildiğinin tespitine çalışılması,
Kabule göre de;
TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun“ sadece sanıkların kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.