YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/18022
KARAR NO : 2014/19977
KARAR TARİHİ : 01.12.2014
Tebliğname No : KYB – 2014/283991
Dolandırıcılık suçundan şüpheliler H.. B.. ve H.. B.. haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/12/2013 tarihli ve 2013/37269 soruşturma, 2013/12486 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/01/2014 tarihli ve 2014/42 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 15/07/2014 gün ve 2014/14425/48684 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/09/2014 gün ve 2014/283991 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, müştekinin, şüphelilerin dolandırıcılık yaptığı iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucu şüpheliler hakkında, eylemin hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, Cumhuriyet savcısı tarafından müştekinin şikâyet dilekçesi üzerine herhangi bir araştırma yapılmaksızın karar verildiği, müştekinin dilekçesinde geçen iddialara ilişkin araştırma yapması, varsa tanıkların dinlemesi, müşteki tarafından para transferi yapılan hesapların araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 10/01/2014 tarihli ve 2014/42 D. İş sayılı kararlarının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince, BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine 01/12/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.