Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/18001 E. 2014/19490 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/18001
KARAR NO : 2014/19490
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

Tebliğname No : KYB – 2014/282650

Dolandırıcılık suçundan şüpheliler M.. A.. ve M.. A.. haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/12/2013 tarihli ve 2013/7036 soruşturma, 2013/4656 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/02/2014 tarihli ve 2014/155 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 16/07/2014 gün ve 2014/14603/49006 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/09/2014 gün ve 2014/282650 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre şikâyetçinin “kendini Mert ismi ile tanıtan ve gümrükte çalıştığını söyleyen şüpheli M.. A..’nın, gümrükten bir adet BMW ve bir adet Polo marka aracı temin edebileceği vaadiyle kendisinden 34.050 Türk lirası parayı kardeşi M.. A.. ile birlikte almasına karşın arabaları ve parasını teslim etmeyerek kendisini dolandırdıkları” iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucunda, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşmeden kaynaklanan hukuki anlaşmazlık mahiyetinde olduğundan bahisle şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, şikâyetçinin iddiaları doğrultusunda tüm delillerin toplanarak (HTS kayıtları ile tanık beyanları), ifadesi alınmayan şüpheli M.. A..’nın da savunması da tespit edildikten sonra, ortaya çıkacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararma yapılan itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi”nin 05/02/2014 tarihli ve 2014/155 D. İş sayılı kararlarının 5271 sayılı CMK”nın 309. maddesi gereğince, BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine 24/11/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.