Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/17996 E. 2014/19479 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/17996
KARAR NO : 2014/19479
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

Tebliğname No : KYB – 2014/281642

Güveni kötüye kullanma suçundan şüpheli M.. V.. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/03/2012 tarihli ve 2012/14746 soruşturma, 2012/15528 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/10/2012 tarihli ve 2012/2574 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 14.07.2014 gün ve 2014/14283/48344 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.09.2014 gün ve 2014/281642 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, müştekinin, şüphelinin güveni kötüye kullanma iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucu şüpheli hakkında dava açmayı haklı gösterecek delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, şüpheli ile birlikte aynı işyerinde çalışan tanıklar M. L. K., A. Ç. ve M. D.’in alınan beyanlarında, şüphelinin müşterilerden aldığı ve kasaya vermesi gerektiği paraları bazen iç cebine koyduğunu gördüklerini belirtmeleri karşısında, delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12/10/2012 tarihli ve 2012/2574 D. İş sayılı kararlarının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 24/11/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.