Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/17975 E. 2014/16840 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/17975
KARAR NO : 2014/16840
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

Tebliğname No : 15 – 2013/88445
MAHKEMESİ : Sivas 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/01/2013
NUMARASI : 2011/1245 (E) ve 2013/42 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1- Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından, 5271 sayılı CMK’nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran sanığın haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,
2- Dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, lise mezunu olmadığı halde katılan şirkete iş başvurusunda bulunurken Atatürk Lisesi mezunu olduğunu gösteren sahte diploma ile başvurarak katılan şirkette kalkülatör olarak işe alınmasını sağladığı iddia edilen olayda, kamu kurumunun maddi varlıklarından sayılan sahte diploma kullanılarak gerçekleştirilen eylemin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluştururup oluşturmadığına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakların saklı tutulmasına, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.