YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/17973
KARAR NO : 2014/16992
KARAR TARİHİ : 22.10.2014
Tebliğname No : 11 – 2013/143433
MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2012
NUMARASI : 2007/782 (E) ve 2012/883 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın mobilya işiyle uğraşan şikayetçi Faik’ten mal aldığı ve bedelini bir süre ödemediği, daha sonra şikayetçi Faik’in işyerine gelerek, şikayetçi Hasan’ın keşideci olduğu 9.300TL bedelli çeki verdiği, şikayetçi Faik’in şikayetçi Hasan’ı aradığında çekin aslının onda olduğunu öğrendiği, sanığa bu durumu sorması üzerine, sanığın çekin ismini bilmediği şahıslardan kendisine geçtiğini söylediği ve bedelini ödemediği, ayrıca şikayetçi Hasan’ın keşideci olduğu 15.000TL ve 10.500TL’lik çekleri tanzim ederek verdiği, sanığın bu eylemlerinin; 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.10.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.