Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/16757 E. 2014/18886 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/16757
KARAR NO : 2014/18886
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

Tebliğname No : KYB – 2014/251225

Dolandırıcılık suçundan şüpheli Y.. A.. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/11/2013 tarihli ve 2013/131534 soruşturma, 2013/64785 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Sincan 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/12/2013 tarihli ve 2013/1800 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 26/06/2014 gün ve 2014/13113/44003 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/07/2014 gün ve 2014/251225 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre şikâyetçinin, kat karşılığı bina yapılması konusunda yaptığı anlaşma kapsamında inşa edilen ve tapuda üzerine kayıtlı bulunan 2 adet dairenin kilitlerinin, şüpheli tarafından değiştirilerek dairelerin kendisine kullandırılmadığı iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucunda, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşmeden kaynaklanan hukuki anlaşmazlık mahiyetinde olduğundan bahisle şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, şüpheliye isnat edilen eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 154. maddesinde düzenlenen hakkı olmayan yere tecavüz suçunu oluşturabileceği cihetle, şikâyetçinin iddiaları doğrultusunda şüphelinin de savunmasının tespit edildikten sonra, ortaya çıkacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararma yapılan itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden Sincan 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 30/12/2013 tarih 2013/1800 D. İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince, BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine 17/11/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.