YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/16755
KARAR NO : 2014/18883
KARAR TARİHİ : 17.11.2014
Tebliğname No : KYB – 2014/252599
Dolandırıcılık suçundan suça sürüklenen çocuk A. Ç. hakkında yapılan yargılama sonunda, dosyanın Adana 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1 esas sayılı dosyası ile fiili, hukuki ve şahsi irtibat bulunduğundan bahisle birleştirilmesine dair Adana 3. Çocuk Mahkemesinin 20/03/2014 tarihli, 2012/435 esas, 2014/294 sayılı kararım müteakip çıkan uyuşmazlık üzerine davanın Adana 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1 esas sayılı dosyasında birleştirilmesine ilişkin Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/03/2014 tarihli ve 2014/184 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 30.06.2014 gün ve 2014-13402/44724 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.07.2014 gün ve 2014/252599 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre;
1- Adana 3. Çocuk Mahkemesinin 20/03/2014 tarihli, 2012/435 esas, 2014/294 sayılı kararına yönelik yapılan incelemede; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 25/1. maddesinde “Çocuk mahkemesi, tek hâkimden oluşur. Bu mahkemeler her il merkezinde kurulur. Ayrıca, bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak kurulabilir. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde çocuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. Çocuk mahkemelerinde yapıları duruşmalarda Cumhuriyet savcısı bulunmaz. Mahkemelerin bulunduğu yerlerdeki Cumhuriyet savcıları, çocuk mahkemeleri kararlarına karşı kanun yoluna başvurabilirler”, aynı Kanun’un 35/1.maddesine göre “Bu Kanun kapsamındaki çocuklar hakkında mahkemeler, çocuk hâkimleri veya Cumhuriyet savcılarınca gerektiğinde çocuğun bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren inceleme yaptırılır. Sosyal inceleme raporu, çocuğun, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarım yönlendirme yeteneğinin mahkeme tarafından takdirinde göz önünde bulundurulur”, hükümleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 16/2. maddesindeki, “Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir. ” hükmüne göre, Cumhuriyet savcısından bu konuda görüş istenilmeden yazılı şekilde davaların birleştirilmesine karar verilmesinde,
2-Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/03/2014 tarihli ve 2014/184 değişik iş sayılı kararının incelenmesinde, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 17. maddesindeki “çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturma ayrı yürütülür. Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi hâlinde, genel mahkemelerde, yargılamanın her aşamasında, mahkemelerin uygun bulması şartıyla birleştirme karan verilebilir. Bu takdirde birleştirilen davalar genel mahkemelerde görülür, “şeklindeki hüküm karşısında, Adana 14. Asliye Ceza Mahkemesince birleştirmeye muvafakat edilmeyen somut olaya ilişkin olarak mevzuatımızda uyuşmazlığın giderilmesine yönelik bir kanun yolunun bulunmadığı cihetle yazılı şekilde dosyanın Adana 14. Asliye Ceza Mahkemesinin dosyasında birleştirilmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Adana 3. Çocuk Mahkemesi ve Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 20/03/2014 ve 27/03/2014 tarihli ve 2012/435 esas, 2014/294 karar ve 2014/184 D. İş sayılı kararlarının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince, BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemelerince yerine getirilmesine, 17/11/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.