Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/16109 E. 2015/26226 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/16109
KARAR NO : 2015/26226
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Sanığın olay günü kendi bahçesinde iş makinası ile düzeltme ve temizleme işi yaptırdığı sırada taşınmazına komşu olan katılana ait taşınmaza girerek iş makinası ile çalışma yaptırdığı ve müştekiye ait 6 adet kayısı ağacını tamamen söktürdüğü, 3 adet kayısı ağacınında baş kısımlarını kırdırdığı, böylece şüphelinin müştekiye ait taşınmazdaki kayısı ağaçlarını tahrip etmek suretiyle üzerine atılı mala zarar verme suçunu işlediği iddia edilen olayda, sanık savunması, dinlenen tanıkların beyanları, mahallinde yapılan keşif ve sonrasında sunulan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından sanığın üzerine atılı dikili ağaç , fidan veya bağ çubuğuna zarar verme suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanık hakkında şarta bağlı erteleme hükümleri uygulanmış ise de “5237 sayılı Kanun’un 51/2. maddesine göre, cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabileceği, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edileceği, koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhâl salıverileceği hükmüne yer verildiği, malvarlığına yönelik bazı suçlarda etkin pişmanlığı düzenleyen aynı Kanun’un 168. maddesinde, failin, azmettirenin veya yardım edenin etkin pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme ya da tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde mağdurun rızası aranmaksızın, kısmî geri verme veya tazmin halinde ise mağdurun rıza göstermesi koşuluyla ve etkin pişmanlığın gerçekleştiği yargılama aşaması dikkate alınarak ceza indirimi öngörüldüğü, öte yandan aynen geri verme veya tazmin tedbiri aynı Kanun’un 51. maddesinde bir koşul olarak gösterilmiş ise de, yasal bir indirim nedeninin, bundan yararlanmama iradesini ortaya koyan failin cezasını etkisiz kılacak biçimde aynen tazmin tedbir şartına bağlı tutulması imkanının bulunmadığı, böyle bir uygulamanın, mağdurun zararını soruşturma veya kovuşturma aşamalarında gidermeyen faillere yeni bir olanak tanırken, soruşturma veya kovuşturma aşamalarında zararı ödeyen sanık veya sanıklar aleyhine ve adalete aykırı bir sonuç doğuracağı, maddenin düzenleniş amacının da bu şekilde yorumlanamayacağı gözetilmeyerek etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayan sanık hakkında ertelemenin, mağdurun uğradığı zararın giderilmesi şartına tabi tutulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı aynı Kanunun 53/1. maddesinde gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı yasanın 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükmün 3.fıkralarından ” Sanığın 5237 sayılı TCK’nın 53/1-2 maddesi uyarınca TCK’nın 53/1. maddesinin (a,b,d,e) bendlerinde sayılan sürekli süreli veya geçici bir kamu görevi üstlenmesinden bu kapsamda TBMM üyeliğinden veya Devlet İl Belediye Köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen atamaya veya seçme tabii bütün memuriyet hizmet ve istihdamlardan seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan vakif, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi partinin veya bir tüzel kişiliğinin yöneticisi ve deneticisi olmaktan bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar (c)bendinde belirtilen kendi alt soyu üzerinde velayet hakkında veya vesayet ve kayımlığa ait bir hizmette bulunmaktan ise koşullu salıverilme tarihine kadar mahrumiyetine” ilişkin kısımların çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/06/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.