Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/14755 E. 2017/6050 K. 14.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/14755
KARAR NO : 2017/6050
KARAR TARİHİ : 14.02.2017

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik
HÜKÜM : Sanıklar hakkında …nın 204/1,62,53,158/1-d,62,52/2-4,53 maddeleri gereğince mahkumiyet

Dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında “20/06/2004” olarak yazılan suç tarihinin suça konu senedin icra takibine verilme tarihi olan “29/11/2007” olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
20/12/2004 ödeme tarihli 88.000.000.000 TL bedelli borçlusunun katılan alacaklısının sanıklardan …,kefilinin ise sanık … olan senedi sahte olarak düzenleyip kamu kurumu olan Ankara 9. İcra Dairesinde icra takibine koyarak katılan hakkında icra takibi başlattıkları,imzaya ve borca itiraz üzerine Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/1407 ve 2008/1240 sayılı kararları ile itirazın kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verildiği iddia edilen olayda;
1)Sanık … hakkında sahtecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıkların sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2)Sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan ve sanık … hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
a)Sanık …‘ün sahte olarak oluşturulan senette kefil olarak imzasının bulunduğu,senedi sahte oluşturmakla bir menfaatinin bulunmadığı ve senettteki adına olan kefil imzasından başka diğer yazı ve imzaların kendisine ait olmadığının anlaşıldığı gözetilerek sanığın diğer sanık …’nın eylemlerine iştirak ettiğine dair delil elde edilemediği anlaşıldığından sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine dair hüküm kurulması,
b)Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hüküm açısından; suça konu senedin icra takibine konulmasına rağmen, katılanın imzaya itiraz etmesi sonucu takibin durdurulduğu, buna göre, başlatılan icra hareketlerinin engel nedenden dolayı tamamlanamadığı ve eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı dikkate alınarak, sanığın TCK’nın 35. maddesi kapsamında nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, tamamlanmış suçtan hüküm kurularak fazla ceza tayini,
Kabule görede;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 14.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.