Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/14603 E. 2017/5759 K. 08.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/14603
KARAR NO : 2017/5759
KARAR TARİHİ : 08.02.2017

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : a-TCK’nın 204/1, 53.maddeleri gereğince mahkumiyet, sanık … hakkında ayrıca TCK’nın 58. maddesi (ayrı ayrı iki defa)
b-TCK’nın 158/1-f, 52/2-4, 53.maddeleri gereğince mahkumiyet, sanık … hakkında ayrıca TCK’nın 58. maddesi (ayrı ayrı iki defa)

Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümleri sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıkların, değişik tarihlerde aldıkları çekirdek karşılığında suça konu çekleri katılanlara verdikleri, bu kapsamda, katılan …’e, 4.000 TL bedelli çek, katılan …’ye 10.000 TL bedelli çekin verildiği, yapılan incelemede, çeklerin tamamen sahte oldukları ve keşideci imzasının sanık …’a ait olduğunun belirlendiği, böylece sanıkların nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Sanıklar, katılan ve tanık beyanları, bilirkişi raporu ile dosya kapsamına göre, suçun sanıklar tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (i) ve (k )bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, temel cezanın eksik olarak belirlenmesinden sonra bu cezanın doğrudan haksız menfaat miktarının iki katına çıkartılması suretiyle adli para cezası tayin edilmiş ise de, sonuç ceza değişmediğinden, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından, 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, “5237 sayılı TCK’nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmek suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Sanıkların, çok kısa aralıklarla katılanlardan mal alarak suça konu çekleri verdikleri, sahte olduğu belirlenen her iki çekin keşidecisinin aynı olduğu, … Ceza Genel Kurulu’nun 22.04.2014 tarih, 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, buna göre, sanık tarafından, aynı suç işleme kararıyla, farklı mağdurlara değişik zamanlarda verilmek suretiyle kullanılan sahte çekler nedeniyle, tek bir resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulup, aynı Kanun’un 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerektiği gözetilmeden, çeklerin verildiği mağdur sayısınca suç oluştuğu kabul edilip iki defa sahtecilik suçundan hüküm kurularak fazla ceza tayini,
Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 08/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi