Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/13595 E. 2017/5850 K. 09.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/13595
KARAR NO : 2017/5850
KARAR TARİHİ : 09.02.2017

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 158/1-f-son, 62, 52/2, 53/1 maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık internet sitesine araba satış ilanı verip, katılandan kapora almak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda;
Sanık beyanında, kimliğini kaybettiğini, olayla ilgisi olmadığını, bu konuda tanıkları olduğunu ifade ettiği yine temyiz dilekçesinde, kimliğini kullanan ….’nın başka kişileri de dolandırdığını, başka bir davada beraat ettiğini ifade etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi için, sanık adına kayıtlı suçta kullanılan telefon abonelik sözleşmelerinin asıllarının getirilerek, sanıktan alınacak yeterli mukayese imzalar ile yapılan Ptt ödeme makbuzunda bulunan imza ve telefon abonelik sözleşmelerindeki imzaların kıyaslanması yönünde rapor alınması, sanığın beyan ettiği …. ve ….’in tanık olarak beyanlarına başvurulması, sanık hakkında Dairemizin 03/06/2015 tarih 2013/14635 esas 2015/26263 karar sayılı ilamına konu, Ankara 10 Asliye Ceza Mahkemesinin 07/09/2011 tarih ve 2009/3 esas 2011/576 karar sayılı, katılanlar ….ile … olan dolandırıcılık suçundan verilen görev bozmasına dair dosyanın akıbetinin araştırılarak, sanığın ayrıca ifade ettiği, Sincan 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/113 esas 2011/278 sayılı karar sayılı davanın da incelenerek, gerekli belgelerin onaylı suretinin dosyaya konulması, gerekirse sanığın dosyada mevcut HTS kayıtlarına göre suç tarihinde telefon görüşmesi yaptığı diğer kişilerin de tanık olarak dinlenmek suretiyle, telefonu kullanan kişinin sanık olup olmadığının belirlenmesi sonrasında, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre, sanığın hukuki durumun tayin ve takdiri yerine, yazılı şekilde eksik araştırma ile mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
1-Öncelikle gün para cezası tayin edilmesi gerekirken, TCK’daki para cezaları sistematiğine uygun olmayan şekilde doğrudan para cezası verilmesi ve 5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde sayılan halde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek (50) gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç (41) gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmeyerek, sanığa fazla para cezası tayini,
2-TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.