Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/12172 E. 2014/12608 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/12172
KARAR NO : 2014/12608
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

Tebliğname No : KYB – 2014/87558

Özel belgede sahtecilik suçundan F.. M.. şüpheli hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/06/2013 tarihli ve 2013/60070 soruşturma, 2013/23841 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin, mercii İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/10/2013 tarihli ve 2013/1265 değişik sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 24/02/2014 tarih ve 2013/3830/13682 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/03/2014 tarih ve 2014/87558 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, dosya kapsamına göre merciince suça konu sahte özel belgenin 29/03/2003 tarihinde kullanılmış olması ve yine bu belge nedeniyle ihtiyati haciz kararı ile icra takibinin 2003 yılında yapılmış olması nedeniyle 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102/4. maddesinde öngörülen dava zamanaşımı süresinin dolmuş olması gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiş ise de, müştekinin iddialarının F.. M.. kişi/kişiler tarafından K..Tüketici Finansmanı Ve Kart Hizmetleri A.Ş’den gerçeğe aykırı bilgilerle form doldurmak suretiyle kendi adına alman kredi kartı ile alışveriş yapılmak suretiyle ödenmeyen borçlar sonucu aleyhine icra takibi yapılmasına yönelik olduğunun anlaşılması karşısında, her ne kadar Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca özel belgede sahtecilik suçu yönünden dava zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, dolandırıcılık suçu açısından değerlendirme yapılmadığı, keza yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda dolandırıcılık suçunun teselsül ettiği de dikkate alındığında, müştekinin hakkında 2003 yılında başlatılan icra takibinin yenilenerek İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2006/8530 sayılı takip dosya numarasını aldığını beyan etmesi nedeniyle bu husus araştırılarak teselsülün kesildiği tarihin tespiti ile dava zamanaşımının dolup dolmadığı açısından değerlendirme yapılması gerektiği cihetle, eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02/10/2013 tarih ve 2013/1265 D. İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince, BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine 24/06/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.