Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/11666 E. 2014/12611 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/11666
KARAR NO : 2014/12611
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

Tebliğname No : KYB – 2014/148506

Dolandırıcılık suçundan şüpheli V.. B.. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/06/2013 tarihli ve 2013/71060 soruşturma, 2013/32956 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/07/2013 tarihli ve 2013/2473 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10.04.2014 gün ve 2013/7157/25509 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.05.2014 gün ve 2014/148506 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, somut olayda, adı geçen şüphelinin müştekilere normal bedelinin altında araç satarak güven oluşturduğu, ancak daha sonra yine düşük bedelli araç satma bahanesi ile müştekilerden para alarak ortadan kaybolduğunun iddia edilmesi karşısında, şüphelinin en baştan beri dolandırıcılık kastı ile hareket edip etmediğinin araştırılması gerektiği, şüphelinin müşteki Y..T..ı İstanbul’a götürerek D.. Otomotiv firmasının yetkilisi olarak tanıttığı O.. Ç..isimli kişi ile görüştürerek müştekilerde güven oluşturacak hileli davranışlarını yoğunlaştırdığı, müştekilerin paralarını ısrarla geri istemeleri üzerine müştekilere aynı ödeme gününü taşıyan senetler verdiği ancak bu senetleri de ödemediği cihetle, müştekiler vekilinin bildirdiği tanıkların da dinlenilerek delillerin takdir edilmesi yerine, hiçbir soruşturma işlemi yapılmadan eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gözetilerek itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 30/07/2013 tarih ve 2013/2473 D. İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince, BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine 24/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.