YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/11568
KARAR NO : 2014/12712
KARAR TARİHİ : 24.06.2014
Tebliğname No : 15 – 2013/30219
MAHKEMESİ : Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2012
NUMARASI : 2012/320 (E) ve 2012/359 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Sanığın ele geçirilemeyen sahte yeşil kartları oluşturup ardından kullanarak hastanede tedavi olup doktor tarafından yazılan ilaçları eczaneden almak suretiyle ilgili kurumun 238,41TL zararına sebebiyet vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından gönderildiği belirtilen listede sanığın ismi ile yapılan harcamanın esas alınarak soruşturma başlatıldığı, dosya kapsamına göre, kullanılan yeşil kartın sahte olduğu veya usulsüz olduğuna dair bir iddiaya rastlanmadığı gibi bu husustaki bir belgenin de dosya içine konulmadığı ve sanığın, A.. G..’ın oğlu olduğu, 2000 yılından beri A.. Gazi Mustafa Kemal İlköğretim okulunun kantinini çalıştırdığı, 2008 yılında Bağ-Kur’a kayıt yaptırdığı, oğlu Aydıncan’ın 2008 yılında göğüs kafesinin dışa doğru büyümesi nedeniyle sağlık sorunları yaşadığı, sağlık güvencesi olmadığından Valilik binası içerisindeki Yeşil Kart bürosuna giderek oğlu adına yeşil kart çıkartmak istediğini söylediği görevlilerin kantin işlettiğini, geriye dönük Bağ-Kur borcunun olduğunu fakat devletin çocuklara kolaylık sağladığını söyledikleri, 1 hafta sonra tekrar Yeşil Kart bürosuna gittiği, oğlunun çocuk oluşundan ve acil durumunun olmasından dolayı yeşil kartı verdikleri, yeşil kartla oğlunun gerekli tedavilerini yaptırdığı, yeşil kartın sahte olduğunu bilmediği, yeşil kart almak için kimseye para da vermediği şeklindeki beyanı da dikkate alınarak, ilgili kurumlara yazı yazılarak, suç tarihinde sanığın, ekonomik ve mali durumuna göre yeşil karta ihtiyacı bulunup bulunmadığı ve hukuken yeşil kart alabilecek durumda olup olmadığı, sanığın suça konu yeşil kartlarla hangi tarihte ve ne şekilde tedavi gördüğü, hastaneye hangi şikayetle geldiği, poliklinik veya acilden giriş yapıp yapmadığı, tedavi sırasında hangi yeşil kartın kullandığı ve bu sırada sigortalı olup olmadığı, söz konusu kartın, tamamen sahte mi yoksa ilgili kuruma sahte belgelerle başvuru yapılarak mı alındığı, hastaneye tedavi için başvuru yapıldığında, yeşil kartın sistemde sorgulanıp sorgulanmadığı ile tamamen sahte olan ve sistemde bir karşılığı bulunmayan yeşil kartın ne şekilde tedaviye esas alındığı, sanığın gerçekte yeşil kartının veya sigortasının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise bu kartın hangi tarihte verildiği veya iptal edildiği, sanık sigortalı ise, suç tarihinde sigortasının aktif olup olmadığı, kullanıldığı belirtilen kartın ne şekilde sahte olduğu veya usulsüz alındığı hususlarının sorulması, bunlara dair belgeler, varsa yeşil kart dosyası, ilgili sigorta dosyasının ve hastane tedavi evraklarının onaylı sureti istenerek dosya içine konulması, Sağlık Bakanlığı vekili tarafından verilen temyiz dilekçesinde; M.. G.. isimli kişinin sahte yeşil kartlar düzenlediğini, bu hususta aynı mahiyette bir çok dosyanın bulunduğunu, M..G.. isimli kişinin hakkında soruşturma veya kovuşturma bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa söz konusu dosyaların onaylı suretleri getirtilerek, hukuki ve fiili irtibat bulunması halinde birleştirme hususunun değerlendirilmesi, böyle bir soruşturma bulunmuyor ise, adı geçen kişinin açık kimlik bilgileri ve adresleri araştırılarak ifadelerinin alınması, yapılan sahtecilik eylemleri hakkındaki bilgileri ve sanıkla olan irtibatlarının sorulması, her ne kadar yeşil kartın ele olduğunun araştırılması, suç tarihinden sonra aynı kartla başka yerlerde tedavi olup olunmadığının belirlenmesi, sahteciliğin, yeşil karta esas belgelerde yapıldığının iddia edilmesi halinde de, sahteciliğin kim tarafından ve ne şekilde yapıldığının belirlenmesi, sanığın, varsa başkaları tarafından yapılan böyle bir sahteciliği bilip bilmediğinin tespit edilmesi, bütün delillerin toplanmasından sonra, gerçekte bir sahtecilik olup olmadığı, sahteciliğin kim tarafından yapıldığı, acilden giriş yapılıp yapılmadığı, zorunluluk halinin bulunup bulunmadığı ve kurum zararı bulunup bulunmadığı hususları karar yerinde tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.