YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/10052
KARAR NO : 2014/17679
KARAR TARİHİ : 30.10.2014
Tebliğname No : 11 – 2013/17515
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/10/2012
NUMARASI : 2012/537 (E) ve 2012/68 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanıkların, katılanın kiraya vermek istediği alçı makinesini kiralamak istediklerini söyleyerek talip oldukları, sanık Yusuf’un kendisini E.. Ş.. olarak tanıtıp E.. Ş.. adına düzenlenmiş üzerinde kendi fotoğrafı bulunan sahte nüfüs cüzdanını gösterdiği, anlaşmanın ardından makineyi teslim alan sanıkların sahte senet düzenleyip E.. Ş.. adına düzenlenmiş nüfus cüzdanını da güvence olarak katılana verdiktan sonra ortadan kaybolduklarının iddia ve kabul olunması karşısında; Nüfüs Müdürlüğü’nün maddi varlıklarından olan nüfüs cüzdanı kullanılarak gerçekleştirilen eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d
maddesinde düzenlenen “kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri ve bu suçla bağlantılı olan resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin delilleri takdir ve değerlendirmenin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık D.. B.., sanıklar Y.. M.. ve O.. B.. müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 30.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.