YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/998
KARAR NO : 2014/15279
KARAR TARİHİ : 23.09.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/283388
MAHKEMESİ : Çumra Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2011
NUMARASI : 2010/181 (E) ve 2011/160 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Katılan M.. B..’nın, kendisine ait 42 F… plakalı aracını satması amacıyla tanık M.. Ç..’ya ait O.. Galeri isimli işyerine bıraktığı, daha sonra sanığın, tanığa ait işyerine gelerek aracı satın almak istediğini söylediği ve tanık ile sanık arasında yapılan görüşmeler sonucunda tanığın, katılan Mahmut’a ait aracı sanığa haricen 3.500 TL karşılığında sattığı ve teslim ettiği, daha sonra sanık Serdar’ın suça konu aracı başka birisine satmak istediğini beyanı ve bu doğrultuda katılandan kendisine bu konuda vekaletname vermesini istemesi üzerine katılan Mahmut’un sanığa vekaletname verdiği, suça konu aracı sanık Serdar’a haricen satan tanık Muammer’in araca ait vergi borcu olduğunu öğrenmesi sonrasında sanık ile katılanı hem aracın noter satışını sağlayabilmek hem de vergi borcunu katılandan alarak sanığa vermek amacıyla sanık ve katılanı işyerine çağırdığı ve araca ait vergi borcu tutarı olan 1150 TL’yi katılandan alarak vergi borcunu ödemesi amacıyla sanığa katılanın huzurunda verdiği, ancak sanığın katılandan tanık aracılığıyla almış olduğu 1150 TL’yi vergi dairesine yatırmadığı ve kendisine mal edindiği, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, katılan, tanık ve sanık beyanları ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçun sanık tarafından işlendiği anlaşılmakla hakkında verilen mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın ve o yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Suça konu paranın sanığa, ifa ettiği meslek ya da hizmet dolayısıyla tevdi edilmemiş olması nedeniyle eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 155/1. maddesinde düzenlenen basit güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde TCK’nın 155/2. maddesi gereğince hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.