Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/994 E. 2014/15278 K. 23.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/994
KARAR NO : 2014/15278
KARAR TARİHİ : 23.09.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/282975
MAHKEMESİ : Sultanbeyli 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2008
NUMARASI : 2006/435 (E) ve 2008/177 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, kahvehanede tanıştığı müştekiye kendisinin albay olduğunu söylediği ve askeri kimlik gösterdiği, müştekinin sanığa askeriyede işe girmek istediğini söylediği, bunun üzerine sanığın, kendisinin Genelkurmay Başkanının sekreterini tanıdığını ve müştekiyi işe yerleştirebileceğini ancak bu iş için Ankara’ya gitmesi gerektiği ve katılandan 300 TL ile nüfus cüzdanı fotokopisi, aile nüfus kayıt örneği, ikametgah belgesi ve fotoğrafını istediği, katılanın da sanığın istediği belgeler ile 300 TL parayı sanığa verdiği, ancak sonrasında sanığın katılanı işe yerleştirmediği, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, söz konusu olayda sanığın katılanı asker olduğuna inandırmak için askeri kimlik göstermesi kaşısında; sanığın eyleminin TCK’nın 158/1.d maddesinde yazılı kamu kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle
dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılması gerektiği, tartışmasının yapılabildiği hallerde delilleri değerlendirmenin yüksek dereceli görevli mahkemeye ait olacağı ve davaya bakma görevinin de Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması;
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi gereğince ceza miktarı gözetilerek kazanılmış hakkın gözetilmesine, 23.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.