Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/9623 E. 2015/22130 K. 09.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/9623
KARAR NO : 2015/22130
KARAR TARİHİ : 09.03.2015

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, suç uydurma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sigorta edenin dolandırılması,nitelikli hâl kabul edilmiştir. Suçun oluşması için,sigorta bedelini almak üzere,zararın gerçekleştiğini ileri sürerek bu bedeli sahte işlem ve belgelerle almaları yada almaya kalkışmaları gerekir. Olayla ilgili belgeler sigorta kurumuna sunulmadıkça suçun icra hareketleri başlamaz. Failin sigortalı malını,sigorta bedelini almak için tahrip etmesi, yakması, bozması, yok etmesi kandırmaya yönelik ağır yalandır ve hiledir. Bu şekilde sigorta bedelinin alınması halinde dolandırıcılık suçu oluşur. Failin sigorta edilen veya sigorta bedelini alacak kişi olması gerekmez. Sigortanın türü de önemli değildir. Mal veya yaşam sigortası mali sorumluluk sigortası vb. Olabilir. Yanıltıcı uygulamaların sadece araç sigortalarında değil, bedeni hasarlar da dâhil olmak üzere her tür sigorta alanında yapıldığı, sigorta şirketinin sözleşme şartları çerçevesinde ödememesi gereken bir hasarı ödetmek amacıyla sigorta şirketine bilerek yanlış bilgi verilmesi veya önemli bir hususun gizlenmesi ya da sigorta süresi içerisinde kasıtlı olarak bir hasara sebep olunması veya hasarın miktarının olduğundan fazla gösterilmesi suretiyle yarar sağlanması şeklinde ortaya çıktığı gözlemlenmektedir.

Sanığın, kendisine ait olan ve katılan şirket tarafından sigorta edilen … plakalı tır çekicisinin çalındığı hususunda 30.12.2008 tarihinde emniyet müdürlüğüne ihbarda bulunması üzerine hırsızlık suçu ile ilgili olarak hazırlık soruşturmasına başlanıldığı, sanığın, ayrıca 31.12.2008 tarihinde zararının karşılanması talebiyle katılan … şirketine başvuruda bulunduğu, katılan … şirketi tarafından yapılan araştırmalar neticesinde; çalındığı iddia edilen söz konusu aracın, Bulgaristan ülkesinde 2007 yılının ekim ayında ölümlü bir trafik kazasına karıştığı, kaza sonrasında da Ankara Sigorta Şirketi tarafından sanığa, kazalı araç bedelinin sigorta poliçesine istinaden ödendiği, pert olan aracın ise onarımının mümkün olmadığı kanaatine varıldığından sanığa teslim edildiği, bu şekilde sanığın, daha önce ölümlü trafik kazasına karışan ve pert hale gelen aracını, katılan … şirketine sigorta ettirdikten sonra çalındığına dair gerçeğe aykırı suç duyurusunda bulunup, söz konusu aracın çalınmasından dolayı sigorta bedelini katılan şirkete tazmin ettirmeye kalkıştığının iddia edildiği olayda;
1- Katılan vekili tarafından yapılan temyiz talebinin incelenmesinde;
Katılan vekiline 27.06.2011 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ olunan mahkumiyet hükmüne yönelik, katılan vekilinin yasal süresi geçtikten sonra yaptığı, 08.07.2011 tarihli temyiz başvurusunun, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
2-Sanık müdafii tarafından yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Oluşa, sanığın savunmalarına, bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eylemlerinin nitelikli dolandırıcılık ve suç uydurma suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabullerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 09.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.