Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/8733 E. 2015/21365 K. 25.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8733
KARAR NO : 2015/21365
KARAR TARİHİ : 25.02.2015

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet, sanık … hakkında temyiz talebinin reddi

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılanın sahibi bulunduğu Kuşadası ilçesi … Mevkiinde bulunan … parsel sayılı, üzerinde dubleks villa bulunan … numaralı bağımsız bölümün satılması için gazetede ilan verdiği, ilanda irtibat numarası olarak da eşi olan … ile kendisine ait cep telefonu numaralarını belirttiği, ilandan sonra sanık …’ın belirtilen cep telefonu numaralarından katılan ile irtibat kurduğu, taşınmazı almak istediğini ancak kendisinin Kıbrıs’ta çalıştığını , Kuşadası’na geleceğini belirterek katılandan taşınmazı başkasına satmaması konusunda ricada bulunduğu, daha sonraki günlerde katılan ile tekrar telefon ile görüşerek Kuşadası’na geleceğini , … Merkez Bankasından havale yapacağını belirtmesi üzerine İzmir’de doktor olarak görev yapan katılanın eşi ile birlikte sanık …’la buluşmak üzere Kuşadası ilçesine geldiği, taşınmaz satış bedeli konusunda tarafların 120.000 TL üzerinde anlaştıkları,…’ın yanında pazarlık aşamasında diğer sanık …’ın da olduğu, tapuda devir işlemleri için 18/10/2007 tarihinde Kuşadası Tapu Sicil Müdürlüğüne gittikleri, tapu görevlilerince kendilerine aynı gün saat 15.30’a randevu verildiği, randevu saatine kadar geçecek süre içerisinde sanık …’ın taşınmaz bedelini bankadan alıp katılana ödemek için, katılanla birlikte Kuşadası Ziraat Bankası Şubesine gittiği, sanık …’ın banka görevlisine Kıbrıs Merkez Bankası aracılığı ile yolladığı parayı çekmek istediğini belirttiği, banka görevlisince Merkez Bankasına havale edilen paranın sadece İzmir Merkez Bankasından çekilebileceğinin söylenmesi üzerine sanığın katılanla birlikte bankadan ayrıldığı, bu sırada tapu dairesindeki randevu saatlerinin de yaklaşmış olması dolayısıyla sanık …’ın katılana tapuda devir işlemlerini yapmayı ve sonrasında kendisinin de katılanla birlikte, katılana ait araç ile İzmir’e giderek İzmir Merkez Bankası şubesinden kendisi adına havale ettiği parayı çekerek ödeme yapma teklifinde bulunduğu, katılanın sanık …’a güvenerek teklifini kabul ettiği ve sanıkla Kuşadası Tapu Dairesine giderek suça konu taşınmazın devrine ilişkin resmi seneti imzaladığı, sonrasında sanık …’ın katılan ve katılanın eşi … ile birlikte katılanın aracı ile İzmir’e gittiği, 17.00 sıralarında İzmir Merkez Bankası Şubesine ulaştıkları, ancak banka görevlilerinin saat itibariyle o an için herhangi bir ödeme yapamayacaklarını, ertesi gün yani 19/10/2007 günü gelmeleri halinde istenilen parayı ödeyebileceklerini söylemesi üzerine sanık ve katılanın Merkez Bankasından ayrıldıkları, sanık ve katılandan ayrı bir şekilde kendisine ait araç ile İzmir’e gelen diğer sanık …’ın da sanık … ile irtibat kurup buluştuğu, hep birlikte katılanın evine gittikleri, sanık …’ın katılanın evinde daha önceden planlamış oldukları şekilde sanık …’a kendisine ait içinde pasaport ve banka cüzdanı bulunan çantasını getirip getirmediğini sorduğu, Hasan’ın söz konusu çantayı getirmediğini belirtmesi üzerine sanık …’ın banka cüzdanı ve pasaportu olmadan Merkez Bankasından para çekemeyeceğini bahane ederek ertesi gün sabah saatlerinde katılan ile Merkez Bankasında buluşmak üzere Hasan ile birlikte katılanın evinden ayrıldığı, 19/10/2007 günü katılanın eşi ile birlikte sanık …’ı cep telefonundan birden fazla kez aradığı, sanığın her defasında katılanı oyaladığı, sanık …’ın bu arada Söke 1. Noterliğince düzenlenmiş olan 19/10/2007 tarih 6858 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki vekaletname ile sanık …’ü vekil tayin ettiği, sanık …’in diğer sanık … ile birlikte adına çıkartılan vekaletname ile 19/10/2007 günü saat 11.00 sıralarında Kuşadası Tapu Sicil Müdürlüğüne suça konu taşınmazın devri konusunda müracaat ettikleri, tapu dairesinde bekledikleri sırada durumdan haberdar olan emniyet güçlerince yakalandıkları somut olayda;
1-Sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmüne ve sanık … hakkında verilen temyiz isteminin reddine dair ek karara karşı yapılan temyiz istemlerinin incelenmesinde,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle hükümlerin, ONANMASINA,
2-Sanıklar … ve … hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanıklar … ve …’ün katılanın maliki olduğu evi diğer sanık …’ın dolandırıcılık eylemi sonucu tapuda devir etmesinden sonra ertesi günü alım satım yapılması için tapuya müracaatta bulunmaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinde, katılana yönelik iradesini fesada uğratmaya yönelik hile oluşturan bir hareketlerinin bulunmadığı, katılanın sanık … ve …’ü tanımadığı, sanıkların baştan itibaren sanık … ile birlikte suç işlemek iradesi ile hareket ederek suça iştirak ettiklerine ilişkin şüpheden uzak, mahkumiyetlerine yeterli delil elde edilemediğinden yüklenen suçu işlediklerinin sabit olmadığı nedeniyle beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii ve sanık …’nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.