Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/8161 E. 2014/1409 K. 29.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8161
KARAR NO : 2014/1409
KARAR TARİHİ : 29.01.2014

Tebliğname No : 9 – 2011/173896
MAHKEMESİ : İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2010
NUMARASI : 2010/582 (E) ve 2010/1012 (K)
SUÇ : Kamu malına zarar verme

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Sanığın karıştığı bir suç nedeniyle karakola götürülmek üzere polislerce ekip aracının nezarethane kısmına bindirildiğinde, tekme atmak suretiyle aracın camını kırıp koruma tellerine zarar verdiği olayda, mahkemece sanığın kamu malına zarar verme suçundan cezalandırılmasına karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)Sanığın 31/12/2010 tarihli duruşmada “zararı karşılamak için karakola gittiğini, kendisine yardımcı olunmadığını, vergi dairesine yatırması gerektiğini söylediklerini, bu nedenle zararı karşılayamadığını” beyan etmesi karşısında, zarar miktarı belirlenerek tevdi mahalli tayin edilip sanığa uygun bir süre tanınarak zarar miktarını yatırdığı takdirde hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
2)Sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmuş olması karşısında, kamu davasında kendisini vekille temsil ettiren katılan idare lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücretine karar verilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.