Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/8125 E. 2015/20894 K. 18.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8125
KARAR NO : 2015/20894
KARAR TARİHİ : 18.02.2015

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Sanık …’a ait Tümosan traktör yetkili servisinde 07/07/2006-07/02/2007 tarihleri arasında çalışan işçiler … ve … hakkında, sanık …’ın kardeşi olan sanık …’in Çanakkale İl Müdürlüğünde kayıtlı inşaat iş yerinde çalışmamalarına rağmen, inşaatta 05/09/2006-01/01/2007 tarihleri arasında çalışmış gibi içeriği itabiriyle sahte işe giriş bildirgeleri düzenlenerek katılan kuruma bildirildiği, bu yolla inşatta işçi çalıştırılmış gibi kurumdan borcu yoktur yazısının alındığı, bu suretle sanıkların kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1-Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümleri ile sanık … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz incelemesinde,
Sanık beyanları, tanık ifadeleri, kurumun zararı bulunmadığına dair yazılar ve bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, sanıkların beraatine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Sanık … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde,
a) Sanığın düzenlediği işe giriş bildirgeleri ile gerçekte kendi iş yerinde çalışan işçileri sigortalı gösterdiği anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı özel belgede sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeksizin, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
b) Kabule göre de; işe giriş bildirgelerinin aynı tarihte düzenlenmeleri nedeniyle, tek suç oluşacağı gözetilmeksizin, 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesi gereğince artırım uygulanmak suretiyle, fazla ceza tayini,
c) Mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık … hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının a, b ve d bentlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
d) Adli emanetin 2011/32 sırasında kayıtlı işe giriş bildirgeleri hakkında karar verilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanık … müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.