Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/7945 E. 2015/16814 K. 12.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/7945
KARAR NO : 2015/16814
KARAR TARİHİ : 12.02.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılanın, … plakalı aracını internet üzerinden satışa çıkardığı, sanık …’in, katılan ile irtibata geçip aracı satın alacağını bildirdiği, diğer sanık …’ın da yardımı ile katılana güven sağlamak amacıyla satış sözleşmesi başlıklı bir belge, 5.000 ve 7.250.-TL bedelli iki adet senet tanzim edip verdikleri, ilk senedin vadesinin 16.11.2009 olup bu vade tarihinden 10 gün önce sanık …’in katılanı arayıp ihaleye gidereceğini belirterek dayısı olan diğer sanık …’a aracın satışını vermesini istediği, katılanın, sanık …’e inanıp aracın satışını sanık … üzerine hiç bir bedel almaksızın yaptığı, senetlerin vadesi geldiğinde sanıkların ortadan kayboldukları böylece sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
Taraflar arasında yazılı olarak araç satım sözleşmesi yapıldığı ve bu sözleşme uyarınca suça konu aracın bedeli olarak, sanık …’in borçlu diğer sanık …’ın da kefil olarak imzaladığı iki adet 5000 TL ve 7.250 TL bedelli senetlerin sanıklar tarafından katılana verildiği sonrasında satışın yapıldığı olayda; sanıkların savunmasının aksinin kanıtlanamadığı gibi katılana yönelik hile unsuru sayılabilecek davranışlar yapıldığının da ispatlanamadığı, eylemin bu haliyle hukuki ihtilaf boyutunda olduğu anlaşılmakla, sanıkların beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.02.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.