Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/742 E. 2014/1938 K. 05.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/742
KARAR NO : 2014/1938
KARAR TARİHİ : 05.02.2014

T.C.
YARGITAY
15. Ceza Dairesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas No : 2013/742
Karar No : 2014/1938
Tebliğname No : 11 – 2011/15096

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/06/2010
NUMARASI : 2010/22 (E) ve 2010/167 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
5237 sayılı TCK’nun 158/1-i bendinde serbest meslek sahibi kişiler tarafından mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi hali nitelikli dolandırıcılık olarak kabul edilmiş,193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 65/2 maddesinde serbest meslek faaliyeti sermayeden ziyade şahsi mesaiye ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır” şeklinde tanımlanmış, aynı kanunun 66. maddesi ise “serbest meslek faaliyetini mutat meslek halinde ifa edenler serbest meslek erbabıdır” denilmiştir. Aynı yasanın 37.maddesinin 4.bendinde ise, gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle uğraşanların bu işlerinden doğan kazançların bu kanunun uygulanmasında ticari kazanç sayılacağı belirtilmiştir. Kanunda kendi nam ve hesabına mesleğin gerektirdiği etik kurallara uygun olarak çalışması gereken kişilerin toplumda kendilerine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlemeleri hali nitelikli dolandırıcılık olarak düzenlenmiş ise de, bu bendin uygulanabilmesi için failin serbest meslek mensubu olması ve dolandırıcılık suçunu da mesleği gereği kendisine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle işlemesi gerekir.
Fethiye ilçesinde emlakçılık yapan sanığın, yabancı uyruklu olması sebebiyle köy sınırları içinde kalan taşınmazın katılan adına tapuda tescilinin yapılmayacağını bildiği halde katılana Fethiye ilçesi S..k…4…… no’lu parselde bulunan taşınmazın satışı konusunda vaadde bulunup 85.000 paund karşılığında anlaşma yaptığı, katılandan taşınmaz bedeli, komisyon ücreti ve tapu masraflarını aldıktan sonra taşınmazı kendi adına tapuda tescil ettirdiği, katılanın tapu işlemlerinin uzaması üzerine sanıkla görüştüğünde sanığın yazı cevabı beklediklerini söyleyip katılanı oyaladığı, katılanın daha sonra yabancı uyruklu olması nedeniyle söz konusu arazinin kendi adına satış yapılamayacağını öğrendiği, sanıktan parasını istediği halde alamadığı, 14.09.2006 tarih 721 sayılı Muğla İl Encümeninin vermiş olduğu Encümen kararına göre taşınmaz imar hükümlerine tabi olup E…O…Komutanlığı ile yapılacak olan yazışmala göre satışının mümkün olduğunun F…T.. S.. M…’nün 08.02.2010 tarihli yazı cevabı ile anlaşıldığı olayda, emlakçı olan sanığın taşınmazın alımı hususunda anlaştığı katılan taşınmaz bedelini ödediği halde tapuyu kendi adına tescil ettirmekten ibaret eyleminin TCK’nın 157. maddesinde yazılı dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.