Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/7094 E. 2015/20756 K. 17.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/7094
KARAR NO : 2015/20756
KARAR TARİHİ : 17.02.2015

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
5237 sayılı TCK’nın 158/1-j bendinde,dolandırıcılık suçunun,Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi ,nitelikli hal olarak kabul edilmiştir.Bu suçun oluşabilmesi için,Kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir.Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın,sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir.
Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır.5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka,48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır.Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur.Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı,kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir.Fiil,sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler,bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır.
Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır.Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa,basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
Somut olayda; sanıklardan … ile …’in karı koca oldukları, sanık … ve …’nin, …’nin kardeşleri oldukları, sanıklardan …, … ve …’nın, şikayetçilerin kimliklerini ele geçirerek, şikayetçi …’ın kimliğinin üzerine … in resmini yapıştırdıkları, müşteki …’in kimliğinin üzerine sanık …’nın fotoğrafını yapıştırdıkları, 10.000-TL kredi başvurusu için İş Bankası … Şubesine gittikleri ve başvuruda bulundukları, sanık …’nün de bu iki sanıkla birlikte bankada bulunarak eylemlerine katıldığı, bilahare ertesi gün krediyi almak için geldiklerinde, bankanın krediler bölümünde memur olarak çalışan tanık …’nin sanıklardan şüphelendiği ve olayı fark ettiği, sanıkların eylemlerinin teşebbüs aşamasında kaldığı, şikayetçi … adına kredi evraklarına atılı sahte imzaların sanık …’nün elinden çıktığı, yine kefil olarak gösterilen …’e atfen atılan imzaların, …’in eli ürünü olmadığı tespit edildiği, sanık …’nin kendisini … olarak tanıtıp onun yerine kefil olduğu anlaşıldığından sanıklar …, … ve … ’un üzerlerine atılı dolandırıcılık suçunu işledikleri sabit olduğundan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
1-Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlerin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar … ve … müdafi, sanık … ’un yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlerin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümde, bankaya ibraz edilen, şikayetçilere ait kimlik belgelerinin fotokopiden ibaret olduğu, asıllarının ele geçirilemediğini anlaşılması karşısında yapılan sahteciliğin iğfal kabiliyeti bulunmayacağı, bu durumda da sanıkların özel belge niteliğinde olan banka kredi sözleşmesini sahte olarak doldurmasından ibaret eylemlerinin, özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ve … müdafileri ile sanık … ’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.