Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/6815 E. 2015/39 K. 12.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6815
KARAR NO : 2015/39
KARAR TARİHİ : 12.01.2015

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık (Değişen suç vasfına göre basit dolandırıcılık)
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Uzunoğlu Ticaret isimli iş yerini işleten şikayetçi …’nu telefon ile arayan ve kendisini adı belirtilen iş yerinin müdavim müşterisi … olarak tanıtan sanığın, bir akrabasının ilaç içmek suretiyle intihara teşebbüs ettiğine ve hastaneye kaldırıldığına dair yalan söyledikten sonra 250 TL para istemesi üzerine, bu duruma inanan şikayetçinin, 06.03.2006 tarihinde, banka havalesi yoluyla sanığın hesabına 250 TL para gönderdiği, parayı bankadan çeken sanığın, bir gün sonra şikayetçiyi tekrar arayarak aynı bahaneyle 200 TL para daha istediği, şikayetçinin 200 TL parayı da banka havalesi yoluyla sanığın hesabına gönderdikten sonra yaptığı araştırmada kendisini …’in aramadığını ve kendisinden para istemediğini öğrenmesi sonrasında bankaya giderek ikinci defa gönderdiği paranın bloke edilmesini sağladığı, bu şekilde sanığın, üzerine atılı olan dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;

Oluşa, sanığın ikrar içeren savunmalarına, şikayetçinin beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; Fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükümde yer alan ”5237 sayılı TCK’nın 157/1,43/1, 62, 52/2 maddeleri gereğince sonuç olarak verilen 6 gün adli para cezası karşılığı aynı kanunun 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL ‘den olmak üzere 120.00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ifadelerinin yerine ”5237 sayılı TCK’nın 157/1 maddesi gereğince 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı kanunun 43/1 maddesi gereğince 1/4 oranında arttırılarak 6 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı kanunun 62. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 52/2 maddeleri gereğince verilen 5 gün adli para cezası karşılığı günlüğü 20.00 TL ‘den olmak üzere sonuç olarak 100.00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.