Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/6678 E. 2014/22022 K. 24.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6678
KARAR NO : 2014/22022
KARAR TARİHİ : 24.12.2014

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, şikayetçinin şirketinde pazarlama elemanı olarak çalışırken sattığı malların parasını peşin almasına rağmen şikayetçiye teslim etmediği, bu eylemiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan ve tanıklar beyanı ile tüm dosya kapsamına göre, atılı suçun sanık tarafından işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanık hakkında; 5237 sayılı TCK’nın 155/2. maddesi gereğince hüküm kurulurken, hapis cezası ile birlikte adli para cezasına da karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sadece hapis cezasına hükmedilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,
TCK’nın 53/3. maddesi gereğince, mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlünün sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı Kanun’un 53/1. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüme c bendi eklenerek, “TCK’nın 53/3. maddesi gereğince, mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlünün sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı Kanun’un 53/1. maddesinin uygulanmamasına” denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.12.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.