Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/6676 E. 2014/22026 K. 24.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6676
KARAR NO : 2014/22026
KARAR TARİHİ : 24.12.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/319218
MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/07/2011
NUMARASI : 2009/1810 (E) ve 2011/594 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Şikayetçilerin, kendilerine ait olan ve kuyumculuk işi yapan işyerinde işçi olarak çalışan sanığın kendisine teslim edilen toplam 250.000 TL tutarındaki parayı ve altınları kendi ihtiyacı için kullandığı ve şikayetçileri zarara uğrattığı, bu eylemiyle hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Sanığın savunmasında, işyerinin ortağı olduğunu, kullandığı paranın kendisine ait olduğunu ve atılı suçu işlemediğini beyan etmesi, bir kısım tanıkların, sanığı D.. Kuyumculuk isimli işyerinin ortağı olarak bildiklerini, diğer bazı tanıkların da sanığı ortak bilmeleri nedeniyle kullanması için para ve altın verdiklerini beyan etmeleri; katılanların ise, sanığın işyerinde işçi olarak çalıştığını ifade etmiş olmaları karşısında, oluşan çelişkinin giderilmesi ve gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, sanığın anılan işyerinin ortağı ya da işçisi olup olmadığının Kuyumcular Odası ve Sosyal Güvenlik Kurumu Bölge Müdürlüğü’nden sorulması, işyerinin muhasebe kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenerek gelir dağılımı ile ücret ödemelerine ilişkin kayıtların tespit edilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.12.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.