Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/6660 E. 2014/21821 K. 23.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6660
KARAR NO : 2014/21821
KARAR TARİHİ : 23.12.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/318746
MAHKEMESİ : Zile Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/06/2011
NUMARASI : 2010/406 (E) ve 2011/202 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır.
Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, inşaatta işçi olarak çalışan mağdur Veli’nin yanına bir araç ile gelip, yurt dışından geldiğini, evinin etrafına duvar ördürmek istediğini, duvarın demirlerini yapmasını istediğini, mağdurun kabul etmesi üzerine “kalıpçı da lazım” dediği, kalıpçı olarak da mağdurun müşteki A.. K..’u tavsiye ettiği sanığın müştekiyi cep telefonundan aradığı ve inşaata gelmesini istediği, bu arada mağdur ile sanığın aracı ile duvar örülecek eve bakmak amacıyla şehir merkezine doğru gittikleri sırada sanığın aracını durdurarak mağdura elindeki yabancı parayı göstererek “benim üzerimde Türk parası yok, sen de para var mı” diye sorduğu, mağdurun 45 TL’yi göstermesi üzerine, parayı az bularak “bu ne ki” diyerek parayı almadığı, daha sonra müşteki A.. K.. ile buluşmak üzere mağdurun çalıştığı inşaata gittikleri, müşteki ile sanığın bir süre konuştukları, sonrasında birlikte bahçe duvarına bakmaya gittikleri, sanığın müştekiyi de aynı şekilde ilçe merkezinde bir yerde arabadan indirdiği, bir süre sonra yanına gelerek elindeki yabancı parayı göstererek “eve bozuk para bırakacağım, döviz bozduramadım, sende 100 TL var mı” dediği, müştekinin üzerindeki 100 TL’yi sanığa verdiği, sonrasında 100 TL daha verdiği, sanığın “babam camide namaz kılıyor, babamı alıp geleyim” diyerek yanından ayrıldığı iddia edilen olayda;
Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, sanık O.. B..’in Sorgun Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 24.08.2010 tarihinde aldırılan kamera kaydının soruşturma sırasında savcılık tarafından 31/08/2010 tarihinde katılanlardan A. K..’a, 01/09/2011 katılanlardan V.. T..’e gösterildiği, katılanların beyanlarında sanığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde teşhis ettiklerini net bir şekilde ifade ettikleri, Zile Asliye Ceza Mahkemesi’nce Sorgun nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi’ne yazılan talimat üzerine sanığın fotoğraflarının çektirilerek gönderildiği,, 02/06/2011 tarihinde yapılan duruşmada ise sanığa ait fotoğrafların katılanlara gösterildiği, katılanların beyanlarında kendilerine gösterilen fotoğraftaki şahsı hiç görmediklerini beyan ettikleri, kamera kaydıyla sanığa ait fotoğraftaki şahsın aynı kişi olduğu, katılanların savcılığa verdikleri beyanları ile mahkemede verdikleri beyanları arasında çelişki olduğu, mahkemece bu çelişkinin giderilmeden ve katılanlara dosyada mevcut sanığa ait kamera kaydı gösterilip önceki beyanları hatırlatılmadan sanık hakkında yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.