YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6628
KARAR NO : 2014/21887
KARAR TARİHİ : 23.12.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/328400
MAHKEMESİ : Balıkesir 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/03/2011
NUMARASI : 2009/248 (E) ve 2011/120 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın nakliyecilik yaptığı, müştekinin yetkilisi olduğu firmaya gelerek kendisini A.Er.. olarak tanıttığı ve müştekiye kendi fotoğrafının bulunduğu ancak A. E..’nun kimlik bilgilerini içeren sürücü belgesi fotokopisini gösterdiği, müştekiden Amasya’ya götürülmek üzere sunta malzemesi aldığı, malzemenin götürülmesi için 800 TL karşılığında anlaştıkları, ancak sonrasında sanığın suntaları gitmesi gereken yere götürmeyerek ortadan kaybolduğu, sanığın bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunması karşısında; sanığın, suça konu olayda emniyet genel müdürlüğünün maddi varlığı olan sürücü belgesini kullandığı, dolayısıyla eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde öngörülen “kamu kurumunun vasıta olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakların gözetilmesine, 23.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.