Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/6624 E. 2014/22004 K. 24.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6624
KARAR NO : 2014/22004
KARAR TARİHİ : 24.12.2014

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, temyiz dışı sanık … ile ilçe merkezinde şikayetçi …’nin yanına gelerek ellerinde bir miktar para olduğunu, ihtiyaç sahiplerine dağıtmasını istediklerini söyleyerek şikayetçiye 2.000 TL para verdikleri, daha sonra parayı geri alarak yakınlarında bulunan binada hoca olduğunu, orada parayı hocaya okutacaklarını söyleyerek parayı götürdükleri, bir müddet sonra aşağıya inerek parayı hocanın okumadığını, paranın hoca tarafından okunması için 2.000 TL’ye eş değer bir şey olması gerektiğini söyleyip şikayetçiye ait 3 adet altın bileziği ve bir adet yüzüğü alarak gittikleri daha sonra dönmedikleri, sanığın bu eylemiyle atılı suçu işlediğinin iddia edildiği
olayda, sanık savunması, katılan beyanı, fotoğraf teşhis tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre, atılı suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Gün olarak tayin olunan para cezasının 5237 sayılı Kanun’un 52/2. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilirken 2000TL yerine 1000TL olarak belirlenmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Her ne kadar 5237 sayılı TCK’nın 53.maddesi uygulanmamış ise de, sanığın belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasının, kasten işlenen suçtandolayı hapis cezası ile cezalandırılmasının kanuni sonucu olması nedeniyle, infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 24/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.