Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/6618 E. 2013/12260 K. 02.07.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6618
KARAR NO : 2013/12260
KARAR TARİHİ : 02.07.2013

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olaya gelince; sanıklardan …’ın, öncesinde ecza depolarında çalışmakta iken ayrıldığı, diğer sanık …’un ise iş aradığı bir vesile ile tanıştığı sanık …’ın kendisine birlikte çalışmayı teklif ettiği ve her iki sanığın da bilgisayar ortamında hasta isimlerini değiştirilerek sahte heyet raporları ve Üniversite hastanesinde görevli doktorların kaşe ve imzalarını taklit ederek sahte reçeteler oluşturdukları, sanık …’un da bu sahte belgeleri müşteki eczacılara götürüp reçetelerin arkasına hayali kişilere ait isim yazmak ve imzalamak suretiyle her bir reçete kapsamındaki 1 kutusunun fiyatı 3.900 TL. olan … isimli kanser hastalığında kullanılan ilacı alıp ilaç depolarına satmak suretiyle kamu kurumu olan SGK aleyhine dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerine dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanıkların atılı suçları değişik zamanlarda 37 kez işledikleri, bir kez de işlemeye teşebbüs ettikleri olayda, teselsül nedeniyle artırımın asgari hadden uzaklaşılarak yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde; sanıkların elde ettikleri haksız menfaat miktarı belli olduğundan, 5237 Sayılı TCK’nın 158/1-e maddesi uyarınca adli para
cezası tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde, asgari bu miktara yükseltilerek belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin sanıklara eksik ceza tayini, ayrca; 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesi uygulaması sırasında temel ceza olarak belirlenen hapis cezasında arttırım yapılması karşısında para cezasında arttırım yapılmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanıkların eylemlerinin kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarının aracı kılınarak dolandırıcılık suçunu oluşturmadığı gözetilmeden TCY’nın 158/1 maddesinin “e” bendinin yanında, TCY’nın 158/1 maddesinin “d” bendininde uygulanmasına karar verilmesi,
2-Katılanlar lehine tek bir vekalet ücreti verilmesi yerine, birden fazla vekalet ücretine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,Hüküm fıkrasının, TCY’nın 158/1 maddesinin “d” bendinin uygulandığı kısımdan, “d” harfinin çıkartılması, katılanlara vekalet ücreti verilmesine ilişkin kısımlarının hükümden çıkartılarak yerine; “Karar tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir edilen 2.200 TL vekalet ücretinin sanıklardan alınarak, kendisini vekille temsil ettiren katılanlara verilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.