YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6591
KARAR NO : 2014/22188
KARAR TARİHİ : 25.12.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/281528
MAHKEMESİ : İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15/07/2011
NUMARASI : 2008/281 (E) ve 2011/265 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir.
Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak ya da bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Sanığın sahibi olduğu Erdem Eczanesi’nden SGK’ya fatura edilen ilaç kupürlerinin sahte olduğu gerekçesi ile yapılan yargılamada sanığın savunmasında doğum yapması nedeni ile eczanenin idaresini İ.. E.., S.. B.. ve Süavi Çatal’a bıraktığını beyan etmesi, İlyas Erduran hakkında İstanbul
tarafından 2008/110 esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılamada 03.11.2010 tarihinde hüküm kurulduğu, İstanbul 5. Ağır ceza Mahkemesi tarafından İstanbul 3. Ağır ceza Mahkemesi’ne dosyalar arasında bağlantı bulunup bulunmadığının var ise birleştirme konusunda muvafakat sorulduğu, olumsuz cevap verilmesine rağmen İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin bahsi geçen dosyasının Dairemizce yapılan 09.04.2013 tarihli temyiz incelemesinde her iki dosya arasındaki hukuki ve fiili irtibatın araştırılıp mümkün ise dosyaların birleştirilerek görülmeleri gerekçesi ile bozma kararı verildiğinin anlaşılması karşısında; bahsi geçen dosyanın getirtilip incelenmesi, hukuki ve fiili bağlantı olması durumunda dosyaların birleştirilmesi, mümkün olmadığı taktirde dosyaların denetime izin verecek şekilde onaylı bir fotokopisinin dosya içine konulması ve buna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.