Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/6434 E. 2014/22194 K. 25.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6434
KARAR NO : 2014/22194
KARAR TARİHİ : 25.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/203661
MAHKEMESİ : Edirne 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/11/2010
NUMARASI : 2009/97 (E) ve 2010/464 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılanın, sanığa ait olduğu tespit edilen …. numaralı hattan arandığı, kullandığı telefon ile üst düzey komutanların aranarak ve SMS gönderilerek hakaret edildiğinin söylendiği, arkadan gelen telsiz sesleri ve polis konuşmaları ile güven telkin edilip, faillerin yakalanması için kontör istendiği, katılanın toplamda 26 adet 250 kontör ve 5 adet de 100 kontör şifresini sanığa verdiğinin iddia edildiği somut olayda; sanığın, kendisinden habersiz olarak adına hat çıkartılıp kullanıldığını savunmasına karşın, sanığa ait abone sözleşmesinin aslı getirtilip imza ve yazılar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, bu hatta ilişkin iletişimin tespiti kayıtlarından bu numara ile görüşen şahıslar tespit edilip fiilen suça konu numarayı kimin kullandığı, baz istasyonu bilgilerine göre de sanığın adresinin bulunduğu yerden sinyal verilip verilmediği araştırılmadan sadece sanığın savunmasına itibar edilerek yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.