Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/6331 E. 2014/21914 K. 23.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6331
KARAR NO : 2014/21914
KARAR TARİHİ : 23.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/121998
MAHKEMESİ : Antalya(Kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2010
NUMARASI : 2010/24 (E) ve 2010/1019 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
O.. Ö..’ün, gerekçeli karar başlığında “müşteki” olarak gösterilen taraf sıfatının “katılan” olarak mahallince düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Sanığın, arkadaşı olan katılandan kullanıp iade etmek üzere aldığı … plakalı aracı, katılana iade etmeyip başka birisine sattığı iddiasıyla yapılan yargılama sonucunda; sanığın kollukta alınan 24/12/2009 tarihli ifadesinde, katılanın çocukluk arkadaşı olduğunu, 14/01/2009 tarihinde yanına gelerek icralık olduğunu ve kendisine ait aracı satmak istediğini söylediğini, kendisinin de elden 500 TL verdiğini, kalan 1.500 TL’yi de şikayetçinin Garanti Bankasındaki hesabına havale ettiğini, 4-5 ay sonra da aracı F. B..’a 2.650 TL’ye sattığını, O.. Ö..’ün aracı kendisine sattığına dair tanığının Ş. E.. olduğunu, atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan etmesi ve katılana ait hesaba para gönderdiğine dair banka dekontu örneği ibraz etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, sanığın bildirmiş olduğu Ş. E..’nın tanık sıfatıyla ifadesine başvurulduktan ve katılanın Garanti Bankası nezdindeki hesabına, aracın satışının gerçekleştirildiği iddia edilen 14/01/2009 tarihinden sonra sanık tarafından para gönderilip gönderilmediğinin ilgili banka şubesinden sorulup, gönderilmiş ise buna ilişkin dekont örneklerinin birer suretinin istenerek dosyaya konulmasından sonra bütün deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-Adli para cezasının tam gün olarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeyerek, ay olarak belirlenmesi suretiyle 5237 sayılı TCK’nın 52/1. maddesine aykırı davranılması,
2- Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/12/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.