Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/6321 E. 2014/22060 K. 24.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6321
KARAR NO : 2014/22060
KARAR TARİHİ : 24.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/121402
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/02/2011
NUMARASI : 2009/808 (E) ve 2011/60 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bağ-Kur’da memur olarak çalışan sanığın, önceden tanıdığı müştekinin 2008 yılında Bağ-Kur prim affı çıkıp emekli olma hakkı doğunca emekli olabilmek için sanıkla görüştüğü, sanığın eski SSK hizmetleri ve Bağ-Kur hizmetlerini birleştirerek emekli olabileceğini söyleyip peşin ödeme yaparak sigorta af kapsamından yararlanabilmek için 10.500 TL ödemesi gerektiğini söylediği,müştekinin sanığa istediği parayı elden evrdiği, sanığın sistemde arıza olduğunu söyleyerek daha sonra vereceği taahüdüyle müştekiye aldığı paraya karşılık makbuz vermediği, bir süre sonra kendisine göndericisi SGK (Bağ-Kur) Demetevler ve Yenimahalle şubesi gözüken mühürsüz bilgilendirme yazıları geldiği ve bu bilgilendirme yazılarında sağlık yardımları ile sağlık kartlarının kullanım şeklinin anlatıldığı ilk emekli maaşı olduğu söylenerek Ziraat Bankasındaki hesabına paralar gönderildiği , müştekinin de bu paraları emekli maaşı olduğu düşüncesiyle bankadan 9 ay süreyle çektiği, takip eden ay maaşı yatmadığı için Bağ-Kur’a giderek nedenini sorduğunda, yapılan tüm bu işlemlerin sahte olduğunu öğrendiği ve Bağ-Kur dosyasının bulunmadığı, müştekiyi emeklilik işlemlerinin sürdürüldüğü ve tamamlandığına inandırmak için adresine SGK’dan gönderildiği izlenimi yaratılarak ve kuruma ait zarflarla gönderilen yazıların sanığa ait olduğunun tespit edildiği, bu şekilde gerçekleşen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğu iddia edilen olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-Bağ-Kur’da memur olarak çalışan sanığın, emeklilik işlemlerini yapacağı vaadinde bulunarak müştekiden para alma eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 250. maddesinde tarifini bulan irtikap suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; Sanığın müştekiden aldığı paraların bir kısmını müştekinin hesabına kendisine emekli maaşı bağlanmış gibi 9 ay boyunca yatırmak suretiyle kısmi ödemede bulunduğunun anlaşılması karşısında, hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması hususunda müştekinin muvafakatı bulunup bulunmadığı hususunun sorularak 5237 sayılı TCK’nın 168/4 maddesinin değerelendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.