Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/6317 E. 2014/22035 K. 24.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6317
KARAR NO : 2014/22035
KARAR TARİHİ : 24.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/121082
MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/12/2010
NUMARASI : 2010/426 (E) ve 2010/1048 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında,zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Şikayetçi “… Tobacco Exports” adlı firmanın Ankara Bölge satış sorumlusu olan sanığın, müşterilerden firma adına tahsil ettiği 2.500 TL’yi şirkete vermeyip mal edindiğinin anlaşıldığı olayda, eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanığın savunmasında suçu işlediğini kabul edip şirket yetkililerine 2.500 TL’yi içeride bulunan 8.000 TL alacağından mahsup edebileceklerini, bu tazminatı da istemediğini söyleyerek istifa ettiğini belirtmesi karşısında, sanığın bu savunmasının doğru olup olmadığının, müşteki şirketin zararının sanığın müşteki şirketten olan tazminat alacağından mahsup edilip edilmediğinin şirket yetkililerinden veya vekilinden sorulup tespit edilerek sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması,
2-Kabule göre de;
Sanığın aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda olmak üzere katılana karşı birden fazla gerçekleşen eylemi nedeniyle hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Hükmolunan adli para cezası tayininde 5237 sayılı TCK’nın 61/8 maddesi hükmü karşısında adli para cezası hesaplanırken bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik arttırma ve indirimlerin gün üzerinden yapılması ve sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması sonucu belirlenmesi gerektiği halde doğrudan adli para cezasına hükmedilmesi sonucu sanığa fazla ceza tayini,
4-Sanık hakkında hükmolunan cezanın kısa süreli hürriyeti bağlayıcı ceza olmasına rağmen TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilmesi suretiyle TCK’nın 53/4. maddesine muhalefet edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.