YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6276
KARAR NO : 2014/21989
KARAR TARİHİ : 24.12.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/59438
MAHKEMESİ : Malatya 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/11/2010
NUMARASI : 2010/247 (E) ve 2010/640 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, mağdura ait Fatura Bank isimli iş yerine gelerek, …numaralı hatta 21.50 TL değerinde, … numaralı hatta 11.50 TL değerinde kontör yüklenmesini istediği, …numaralı hattın ise 239.18 TL olan borcunun yatırılmasını sağladığı, kontör yüklemesi ve fatura ödemesi yapıldıktan sonra sanığın kredi kartı ile ödeme yapacağını söylediği, mağdurun pos cihazının olmadığını belirtmesi üzerine, sanığın para çekme bahanesiyle iş yerinden ayrıldığı ve geri dönmediği, mağdurun araştırmalarına rağmen sanığa ulaşamadığı, bunun üzerine telefon faturası ödeme işlemini iptal ettiği, ancak kontör yüklemelerinin iptalinin mümkün olmadığı, sanığın yakalanması üzerine etkin pişmanlık göstererek kontör ücretlerini ödediği, bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
1- Sanığın ifadesinde, kredi kartı ile ödeme yapamayacağını anladığında nakit para çekmeye gideceğini, mağdur isterse nüfus cüzdanını bırakabileceğini söylediğini, önemli işi olması üzerine Elazığ iline gittiğini ve parayı veremediğini beyan ettiği, bu beyanın mağdur tarafından doğrulandığı, olaydan iki gün sonra mağdurun şikayetçi olması üzerine sanığın parayı ödediği, sanığın dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğine dair mahkumiyetine yeterli somut delil bulunmadığı anlaşılmakla, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Kabule göre de; sanık hakkında hapis cezasından çevrilen adli para cezasının günlüğü 5237 sayılı TCK 52/2 maddesi gereğince 20 TL olarak takdir edilmesine rağmen, hakkaniyete aykırı olacak şekilde doğrudan verilen adli para cezasının günlüğünün 100 TL olarak belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.