YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6220
KARAR NO : 2014/21864
KARAR TARİHİ : 23.12.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/314283
MAHKEMESİ : Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/05/2011
NUMARASI : 2009/72 (E) ve 2011/146 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hal kabul edilmiştir.Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı,o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir.Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir.
Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir.Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir.Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır.Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Somut olayda; Şanlıurfa Sigorta İl Müdürlüğü’nde 1002648 sicil numarasında .. Tekstil İnş. Petrol San. Tic. Ltd. Şti. isimli şirketin kayıtlı olarak faaliyet gösterdiği, H.. B.. ve M.. Ç..’ın yakınları ve akrabalarından kimlik belgelerini aldıkları, kimliklerini aldıkları şahısları …Tekstil İnş. Petrol San. Tic. Ltd. Şti isimli şirkette çalışır gibi sigortalı olarak gösterdikleri, bu şahısların aslında söz konusu şirkette hiç çalışmadıkları, para karşılığı çalışmış şekilde gösterildikleri ve kurumu zarar uğrattıkları, kimlik belgelerini bu şahıslara vermek ve kullandırmak suretiyle kurumun zarara uğramasına adı geçen diğer sanıklarında bu şekilde katkıda bulundukları, iddia edilen olayda, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi açısından, … Tekstil İnş. Petrol San. Tic. Ltd. Şti. isimli şirketin yetkilisi dinlenmek suretiyle suçu oluşturan işlemi başlatan sanıklar H.. B.. ve M.. Ç..’ı tanıyıp tanımadıkları, sanıklara şirketin muhasebe işlerinin verilip verilmediği, diğer sanıkların kendi şirketlerinde çalışıp çalışmadığı, işe giriş bildirgelerinin kendi şirketlerinde doldurulup doldurulmadığı ayrıntılı şekilde sorularak sanıklara ait sigorta dosyalarının asıllarının getirtilerek, sanıkların işe giriş bildirgesi ile başvuru üzerine ne gibi işlem yapılıp hangi tür evrak düzenlendiği, ilgililerin beyanları üzerine doğruluğunun tespiti açısından kurumun araştırma yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı ve araştırma yapmanın mutat olup olmadığı, yükümlülükleri varsa yerine getirilip getirilmediği, bu işlemler sonucu sanıkların haksız hizmet süresi kazanıp kazanmadığı konuları araştırılıp karar yerinde tartışılmadan, kurum zararının olmadığı, sağlık ödemelerine ilişkin zararın giderildiğinden bahisle eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre;
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, sanık C.. T..’ın beraatına karar verilmesine göre, kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı, katılan vekili ve sanık Celal Tezcanlar müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.